ORAYA GITMIYORUM ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• i'm not going there

Oraya gitmiyorum Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Oraya gitmiyorum.
Go in there.

Peki neden oraya gitmiyorum?
Why don't I go over there?

Oraya gitmiyorum.
Not going there.

Doğum günümde oraya gitmiyorum.
I'm not going there on my birthday.

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going there.

Sosyalleşmek için oraya gitmiyorum.
I'm not going there to socialize.

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going to that.

Ve ben Roman ile vakit geçirmek istiyorum ama oraya gitmiyorum.
And I wanna spend time with Roman, but I'm not going there.

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going in there.

Ve ben Roman ile vakit geçirmek istiyorum ama oraya gitmiyorum.
But I'm not going there. And I wanna spend time with Roman.

Ben oraya gitmiyorum!
I'm not going up there!

Oraya gitmiyorum! Beni yerler!
I'm not going out there!

Takviye olmadan oraya gitmiyorum, Ruby.
I'm not going in there without backup, Ruby.

Oraya gitmiyorum ki. Yalan söyledim.
I'm not going there.

Ama oraya gitmiyorum.
But I'm not going there.

Oraya gitmiyorum, tamam mı?
I'm not going in there, okay?

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going out there.

Oraya gitmiyorum.- Gidelim.
I'm not going out there. Let's go.

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going down there.

Oraya gitmiyorum. Kapıda koruma olan mı?
The one with the guards? I'm not going in there.

Ben oraya gitmiyorum.
I'm not going over there.

Oraya gitmiyorum. Kapıda koruma olan mı?
I'm not going in there. The one with the guards?

Tamam.- Oraya gitmiyorum.
All right.- I'm not going there.

Oraya gitmiyorum, destek olmadan olmaz.
I'm not going out there, not without backup.

Ben oraya gitmiyorum! Dostum!
I ain't going in there! Whoa, man!

Oraya gitmiyorum. Evet, ben de Joshlayım.
I'm not getting in there. Dude, I'm with Josh.

Ben oraya gitmiyorum. Teşekkürler. Tamam.
Thanks. Okay. I'm not going out there.

Ben oraya gitmiyorum. Hayır, bunu ona sen ver;
No, you give it to him I'm not going there.

Ben oraya gitmiyorum, garip şeyler oluyor.
I'm not going back out there, something weird is going on.

Ben oraya gitmiyorum… ve o aptal şapkayı takmayacağım.
I'm not walking there, and I'm not wearing that stupid hat.