TIPIK OLARAK ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• typically
• characteristically
• as is typical

Tipik olarak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Tipik olarak zamanla daha kötüleşir.
It typically gets worse over time.

Korunabilir olan şeyler buluşlardır… ve tipik olarak yeni teknolojilerdir.
What's protectable are inventions. Typical examples are new technologies.

Tipik olarak, teknoloji öngörüleri, teknoloji güdümlü ürünlerden gelir.
And typically, technology insights come for technology-driven products.

Bazı bileşenler Meksika mutfağında yaygındır, ancak tipik olarak Meksikada kullanılmaz, diğer bileşenler genellikle eklenir.
Some ingredients are common in Mexican cuisine, but other ingredients not typically used in Mexico are often added.

Tipik olarak, duygusal hatıraları merkezi bir açıdan hatırlarız.
We tend to remember the central aspects. And typically with emotional memories.

Binaların, köprülerin ve endüstriyel ürünlerin tasarımında tipik olarak görüldüğü gibi 7 numaralı bina gerçekte gerektiğinden daha dayanıklı tasarlanmıştır.
As is typical in the design of buildings, bridges, and most industrial products, Building 7 was designed with more strength than it actually needed.

Tipik olarak, duygusal hatıraları merkezi bir açıdan hatırlarız.
And typically with emotional memories, we tend to remember the central aspects.

Oyun yazarlığı yaptığı dönemle ilgili bir soru yönelttim. ve tekrar, tipik olarak'' ah, evet oyun yazarıydı falan filan'' demek yerine,'' ha, oyun yazarlığı.
I asked her a question about her days as a playwright, and again, characteristically, instead of saying,"Oh yes, I was a playwright, and this is what blah blah blah," she said,"Oh, playwright.

Tipik olarak Bizans talimatları ilk defa 6. yüzyılda üretilmiştir.
Characteristically Byzantine manuals were first produced in the sixth century.

Nükleotit dizileri için benzer bir boşluk ceza değeri vardır ama substitusyon matrisi çok daha basittir, tipik olarak sadece aynı olma veya olmamaya göre skorlar bulunur.
For nucleotide sequences a similar gap penalty is used, but a much simpler substitution matrix, wherein only identical matches and mismatches are considered, is typical.

Maar tipik olarak suyla dolu ve sığ krater gölü görünümündedir.
A maar characteristically fills with water to form a relatively shallow crater lake.

Kemosentez güneş ışığı olmadan gerçekleşse de, biyolojik süreçlerin çoğu hala serbest oksijene ihtiyaç duyuyor ve bu oksijen, tipik olarak dünyanın yüzeyinde fotosentezle ortaya çıkıyor.
And even though chemosynthesis happens beyond the light of our sun, many of the biological processes still require some free oxygen, and this oxygen is typically supplied from photosynthesis at the surface of the Earth.

Davranış ==Diğer tavuksular gibi tipik olarak, dişi bir yer kazımasına 10 yumurta koyar, civcivlere bakmak ve yuva yapmak için bütün sorumluluğu alır.
The hen lays up to ten eggs in a ground scrape and takes all responsibility for nesting and caring for the chicks, as is typical with gamebirds.

Tipik olarak düşündüğümüz türden bir iyi niyet sunma değil, doğru ve adil olanı yapma ihtiyacı. ama daha yüksek bir çağrı hayır işini tanımlamak için kullandığımız.
But a higher calling, which we use to describe charity, not the kind of goodwill-giving we typically think, the need to do what is right and just. There's a word in Hebrew,"tzedakah.

Bu alanlar( yaklaşık 1 mikro-Gauss), tipik olarak zayıf, ama yüksek elektrik iletkenliğinden dolayı onlar diskte maddeye demirlemiş olabilir ve içe doğru merkezi yıldıza doğru taşıdı.
These fields are typically weak(about few micro-Gauss), but they can get anchored to the matter in the disk, because of its high electrical conductivity, and carried inward toward the central star.

Tipik olarak düşündüğümüz türden bir iyi niyet sunma değil, doğru ve adil olanı yapma ihtiyacı. ama daha yüksek bir çağrı hayır işini tanımlamak için kullandığımız.
The need to do what is right and just. not the kind of goodwill-giving we typically think, There's a word in Hebrew,"tzedakah", but a higher calling, which we use to describe charity.

Eyaletlerde yerel yönetimden sorumlu olan kurumlar tipik olarak, kasaba, şehir veya county kurulları, su işletme bölgeleri, itfaiye işletme bölgeleri, kütüphane bölgeleri ve belli bir bölgeye etkileyen kanunlar yapan benzeri yönetimsel birimlerdir.
The institutions that are responsible for local government within states are typically town, city, or county boards, water management districts, fire management districts, library districts and other similar governmental units which make laws that affect their particular area.

Tipik olarak düşündüğümüz türden bir iyi niyet sunma değil, doğru ve adil olanı yapma ihtiyacı. ama daha yüksek bir çağrı hayır işini tanımlamak için kullandığımız.
Which we use to describe charity, not the kind of goodwill-giving we typically think, There's a word in Hebrew, tzedakah", the need to do what is right and just. but a higher calling, Sure thing.

Şemsiye Şirketi tipik olarak yabancı topraklarda faaliyet göstermektedir. kara listeye koymak, ancak FBIın ihtiyaç duyabileceği gibi kancaya biraz daha yem, işte bu.
Typically, the Umbrella Company operates on foreign soil, but I have been led to believe their next target but as the FBI may need a bit more bait on the hook, there is this… to put them on the Blacklist.

Tipik olarak düşündüğümüz türden bir iyi niyet sunma değil, doğru ve adil olanı yapma ihtiyacı. ama daha yüksek bir çağrı hayır işini tanımlamak için kullandığımız.
The need to do what is right and just. not the kind of goodwill-giving we typically think, which we use to describe charity, but a higher calling, Sure thing. Jacob: There's a word in Hebrew, tzedakah.

Şemsiye Şirketi tipik olarak yabancı topraklarda faaliyet göstermektedir. kara listeye koymak, ancak FBIın ihtiyaç duyabileceği gibi kancaya biraz daha yem, işte bu.
Typically, the Umbrella Company operates on foreign soil, but I have been led to believe their next target a bit more bait on the hook, there is this… Which is all the incentive I need to put them on the Blacklist, but as the FBI may need.

Tipik olarak düşündüğümüz türden bir iyi niyet sunma değil, doğru ve adil olanı yapma ihtiyacı. ama daha yüksek bir çağrı hayır işini tanımlamak için kullandığımız.
But a higher calling, Sure thing. the need to do what is right and just. which we use to describe charity, not the kind of goodwill-giving we typically think, Jacob: There's a word in Hebrew, tzedakah.

Şemsiye Şirketi tipik olarak yabancı topraklarda faaliyet göstermektedir. kara listeye koymak, ancak FBIın ihtiyaç duyabileceği gibi kancaya biraz daha yem, işte bu.
Typically, the Umbrella Company operates on foreign soil, to put them on the Blacklist, a bit more bait on the hook, there is this… Which is all the incentive I need but I have been led to believe their next target but as the FBI may need.

Tipik olarak iletken polimerlerin'' katkılanması'', materyali oksitlemeyi veya indirgemeyi içerse de, bir protik çözücü ile ilişkili iletken organik polimerler'' kendiliğinden katkılanır'' olabilir.
Although typically"doping" conductive polymers involves oxidizing or reducing the material, conductive organic polymers associated with a protic solvent may also be"self-doped.

Programlanamaz analog ve dijital elektronikler tipik olarak her bir ağ arayüzü veya fiziksel standart için yongaseti olarak application-specific integrated circuit( ASIC) i kullanarak, normal olarak bağlantı katmanının altındaki fiziksel parçalardan sorumludur.
Non-programmable analog and digital electronics are normally in charge of the physical components below the link layer, typically using an application-specific integrated circuit(ASIC) chipset for each network interface or other physical standard.

Tipik olarak bu kriterlere uyan ve 100 milyondan fazla nüfusu olan ülkeler için… bunlar Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, hatta AB olabilir; sadece mevcut… ABD iş modellerini kopyalamak hiç de fena bir iş stratejisi değildir.
Typically, a country's worth more than 100 million people that fit this criteria might be China, India, Russia, Brazil--even though EU itself; just cloning US business models that exist is not a bad business strategy.

Tamamlandıktan sonra Hookeun tipik olarak kesin ölçümleri, rüzgârda sütunun hareketinin bu amacı kullanışsız yaptığını göstermesine rağmen, hevesli astronomlar, Hooke ve Wren, yıldız geçişlerini gözlemlemek için bilimsel işleyişe hizmet eden bir teleskop tasarladılar.
Hooke and Wren both being keen astronomers, the Monument was designed to serve a scientific function as a telescope for observing transits, though Hooke's characteristically precise measurements after completion showed that the movement of the column in the wind made it unusable for this purpose.

Tipik olarak iki serbest radikal birleşerek daha kararlı bir molekül oluştururlar, örneğin: 2Cl·→ Cl2Radikallerin oluşumu kovalent bağların homolitik olarak kopması yoluyla olabilir, bu süreç önemli miktarda enerji gerektirir.
Typically two free radicals combine to form a more stable species, for example: 2Cl·→ Cl2== Formation==The formation of radicals may involve the breaking of covalent bonds by homolysis, a process that requires significant amounts of energy.

Çocuklardaki gelişimsel bozuklukların tanısı tipik olarak davranışların izlenmesi ile konuluyor olsa da, Aditi Shankardass aslında direkt olarak beyinlere bakmamız gerektiğini biliyordu. Labındaki kayda değer EEG cihazının yanlış konulan tanıları nasıl düzelttiği ve çocukların hayatlarını değiştirdiği hakkında bizlere bilgi veriyor.
Developmental disorders in children are typically diagnosed by observing behavior, but Aditi Shankardass knew that we should be looking directly at their brains. She explains how a remarkable EEG device has revealed mistaken diagnoses and transformed children's lives.

Tipik olarak bu diferansiyel eşitliklerde muhafaza edilen önemsiz olmayan homotopi gruplarının belirtildiği sınır şartları altında oluşur; diferansiyel eşitliklere çözümler topolojik fark olur ve homotopi sınıflarına göre sınıflandırılırlar.
Typically, this occurs because the boundary on which the conditions are specified has a non-trivial homotopy group which is preserved in differential equations; the solutions to the differential equations are then topologically distinct, and are classified by their homotopy class.