TUTKAL ne Demek Ingilizce - Ingilizce Çeviri

• glue
• paste
• epoxy
• cement
• glues

Tutkal Turkce kullanımına örnekler ve bunların Ingilizce çevirileri

Tutkal yemekten.
Eating paste.

Herhalde tutkal yiyordur.
He probably eats paste.

Tutkal yemeyi tercih ederim.
I would rather eat paste.

Sadece biraz un ve tutkal.
It's just some flour and paste.

Biz tutkal gibiydik.
We were like epoxy.

Pastel boya ve tutkal yiyerek.
They ate crayons and paste.

Tutkal üretiminde kullanılır.
It's used in the manufacture of glue.

Sızıntı'','' Tutkal'','' Geri dönüşüm?
Creep'? Epoxy. Recycled?

Biz daha… İç çamaşırına tutkal sürmedim.
I haven't glued your underwear. We didn't even.

Ama bu tutkal gibi, adamım.
But this stuff is like cement, man.

Nasıl? Pastel boya ve tutkal yiyerek?
They ate crayons and paste. How?

Hala tutkal yiyor musun? Söylesene?
Tell me, um, do you still eat paste?

Sadece bir kez tutkal yedim.
Um… I only ate paste that one time.

Nick sana tutkal kullanmamanı söylemiştim.
Nick, I told you not to use epoxy.

Onu çırılçıplak soymuş ve sikine tutkal sürüp… karnına yapıştırmış!
And glues his dick to his belly!

Baksana tutkal sahnenin ortasında duruyor.
You see a glue gun lying on the stage.

Onu çırılçıplak soymuş ve çükünü karnına yapıştırmış. çüküne tutkal sürüp!
And glues his dick to his belly!

Pastel boya ve tutkal yiyerek.- Nasıl?
They ate crayons and paste. How?

Hala tutkal yiyor musun? Sadece bir kez tutkal yedim.
Um… I only ate paste that one time.

Ye ait. Quinn o yaşlarda ilkokulda tutkal yiyordur.
It's from 1982, when Quinn was in grade school eating paste.

Yanınızda tutkal getirin diyorlar.
They tell you to bring a glue stick.

Buradaki poşetlerde karbon fiber var lehim demiri, tutkal.
I have bags of carbon fiber here, soldering iron, epoxy.

Elliot, tutkal yiyen, gözlüklü, şişko çocukların ismidir.
Elliot is a fat kid with glasses who eats paste.

Üstüm başım her zaman boya, tutkal ve kusmuk içindedir zaten.
I'm always covered in paint, paste and puke anyway.

Niye tutkal tabancasıyla spatulayı aynı çekmeceye koyarsın ya?
Why would you put a spatula in the same drawer as a glue gun?

Kafa derisini hazırlamak için bir süreç gerektirmiyor, ya da geçirgen jel veya tutkal.
It doesn't require any scalp preparation, no conductive gel or paste.

Lucy saçına tutkal sürmeye karar vermişti, hatırlar mısın?
DO YOU REMEMBER WHEN LUCY DECIDED TO PUT GLUE IN HER HAIR?

Babanın peynirli makarnasını yemenin tutkal yemek gibi olduğunu söylediğini sanıyordum?
I thought you said your dad's macaroni cheese was like eating superglue?

Burada tutkal baskıyı görüyorsunuz ve arkada katlama makineleri var.
Here you see the gluing press… and, at the back, the folding machines.

Kullandığın tutkal suda çözünüyor, su geçirmez değil yani.
This epoxy you have been using is water soluble, which means it's not weather-resistant.