Bir hak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bu bir hak değildi.
Çünkü o da bir hak.
Bir hak olarak görüyor.
Çünkü o da bir hak.
Bu federal bir hak değildir.
Combinations with other parts of speech
Aile bütünlüğü bir hak.
Bu temel bir hak.
Doğal bir hakmış gibi görüyor.
Onun kazandığı bir hak mıydı?
Böyle bir hak ve göreviniz mi var?
Mesela eleştiri bir hak olarak tanımlanır.
Dünyada, özgürlük verilen bir hak.
Salman Rusdi icin de bu bir hak degil miydi?
Ben kendim için savaşıyorum, Mike, Çünkü bu benim istediğim bir hak.
Ancak bu sınırsız bir hak değildir.
Eşitlik bir hak olabilir, ama dünyada hiçbir güç bunu gerçeğe çeviremez.
Kanyonunuz üzerinde yasal bir hakkı var mı?
Ve unutmayın; Nerede bir hak yenirse bizi orada bulabilirsiniz.
Sen bir iyilik istemiyorsun,sen annenin hakkı ve kendi evin için, bir hak talep ediyorsun.
Seçimlere katılmak hem bir hak hem de bir vatandaştık görevidir.
Bu durumda müşteri hiç bir hak talep edemez.
Bunun tüm vatandaşlar için bir hak olması gerekir.
Bu durumda kullanıcı herhangi bir hak iddia edemez.
Diktatörlük gerçek olduğunda, devrim bir hak haline gelir.- Victor Hugo.
Açık kaynak kod, açık lisanslar, temel olarak her isteyenin kodun tamamına,her istediğinde erişebilmesi gerektiğini bir hak olarak savunuyor. Fakat bu durum, kodun çalışır halde olması için baş edilmesi gereken bir kaosu beraberinde getiriyor.
Böyle bir kizi hak edecek ne yaptim ben?
Böyle bir siddeti hak edecek ne yapmis olabilirim?
Sus. Böyle bir konuşmayı hak etmiyorum.
Özel bir kutlamayı hak eder.