Bir unvan Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Asil bir unvan.
İstediğim milli bir unvan.
Böyle bir unvan yok ki.
Romalı Rory, bu güzel bir unvan.
Sadece bir unvan, Cary.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Hiçbir zaman arzulamadığım bir unvan ve amaç.
Sadece bir unvan'' değil.
Bir unvan. Bir varis. Bir çeyiz.
Etkileyici bir unvan.
Bu bir unvan, sizin Aziz gibi.
O sadece bir unvan.
Ah… Bir unvan var mı?
Bu sadece bir unvan.
Sana bir unvan satın aldılar, Baronessa. Beni değil.
Bu sadece bir unvan.
O yüzden bir unvan veya sabit bir mevki istemiyorum.
Çünkü sana güzel bir unvan vereceğiz.
Steve yeni bir unvan kazanır, Baş COO, Kuzey Kutbu Operasyonları.
Kulağa hoş gelen bir unvan da buldular.
Bir unvan seçecek olsaydım elbette Şampiyonlar Ligi şampiyonluğunu seçerdim.
Ona soylu bir unvan verelim.
Hiçbir zaman arzulamadigim bir unvan ve amaç.
Birine şanlı bir unvan ver ve o da senin yerini Starbucksa çevirsin.
Bana yeni bir ofis hatta yeni bir unvan verilmişti.
Akademisyen sadece bir unvan değil aynı zamanda büyük bir başarı.
Sana ayda ekstra 500 dolar maaş ve hoş bir unvan teklif ediyorum.
Neyse ki ona bir unvan vermediğimiz için tazminat ödemek zorunda kalmadık.
Dört yıl çalışmadan sonra, sonunda bir unvan mücadelesine çıkacaktık.
Lardan bu yana ilk kez bir unvan mücadelesi kablolu televizyonda yayınlanacak.
Usta'' sadece bir unvan değil.