Bireyseldir Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Umarım olay bireyseldir.
Her kişi için, döküntülerin oluşum nedenleri tamamen bireyseldir.
Program tamamen bireyseldir.
Her köpek bireyseldir ve özel bir yaklaşıma ihtiyaç duyar.
Tedavi tamamen bireyseldir.
Combinations with other parts of speech
Dozaj bireyseldir, bu nedenle sadece bir uzman reçete edebilir.
Dersler genel olarak bireyseldir.
Ancak, bunlar çok bireyseldir ve hiç güvenilir değildir.
Bu sorunun cevabı tamamen bireyseldir.
İlacın dozu bireyseldir, bu nedenle ilgili hekim tarafından kurulur.
Reçeteli ilaçların dozları kesinlikle bireyseldir.
Terapi süresi tamamen bireyseldir ve tedavinin başarısına bağlıdır.
Verile haklar kolektif olmayıp, bireyseldir.
Tüm tecrübeler bireyseldir ve en önemlisi bu seni ilgilendiren bir konu değil!!
Birisi 3 cm kazanır- burada her şey bireyseldir.
Her hamilelik bireyseldir ve sürecin nasıl ilerleyeceğini tahmin etmek imkansızdır.
Bununla birlikte, bu semptom her kadın için bireyseldir.
Burada her şey bireyseldir ve hastanın iyiliğine ve doktor tavsiyelerine bağlıdır.
Bu sorunun cevabı karmaşık ve tamamen bireyseldir.
Terapi bireyseldir, bu nedenle doz ve süre genellikle doktor tarafından reçete edilir.
Ekonomik teorisindeki en önemli etken bireyseldir.
Ancak ilacın seçimi tamamen bireyseldir ve sadece ilgili doktor tarafından gerçekleştirilir.
Uygulanan tek doz ilaç miktarı kesinlikle bireyseldir.
Her bireyin bedeni bireyseldir, bu yüzden larenjit tedavisi için tek bir formül yoktur.
Doz, hastanın durumuna göre kurulur, bu yüzden bireyseldir.
Fakat her kadının bedeni bireyseldir, bu yüzden döngü sırasında herhangi bir zamanda kavrama mümkündür.
Her beyin benzersizdir, bu yüzden bırakma süreci çok bireyseldir.
Tedavi süreci tamamen bireyseldir ve anamnezinize göre doktor tarafından belirlenir, genellikle 10-12 günü geçmez.
Herkes farklıdır, bu nedenle sonuçlar da her zaman ilgi çekici ve bireyseldir.
Bu an çok bireyseldir- hastanın yaşını, genel sağlık durumunu, bireysel hoşgörüsüzlüğün/ aşırı duyarlılığın yokluğunu/ varlığını dikkate alır;