Bitirmek zorunda Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Bitirmek zorundayım.
Tuvaleti bitirmek zorundaydım.
Bitirmek zorunda değilsin.
Arındırma işlemini bitirmek zorundaydık.
Bitirmek zorunda değiliz.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
bitir işini
işini bitiryemeğini bitirbitirmek zorunda
bitirdiğin zaman
oyunu bitirmekkahvaltını bitirbu işi bitirmeksavaşı bitirmekokulu bitirmek
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Onun planını bitirmek zorunda mısın?
Bitirmek zorunda değilsin.
Bir gün içerisinde bitirmek zorunda değilsiniz.
Bitirmek zorunda olduğumuzu kim söylüyor?
Kış eğlencenizi bitirmek zorunda değildir.
Öyleyse atları terbiyeetme işini Concho Kalesi yolunda bitirmek zorunda.
Andrea, her şişeyi bitirmek zorunda değilsin.
Sen iyi sürücü olmak kanıtlamak için birinci bitirmek zorunda.
Evlilik, bitirmek zorunda olduğun bir yarış değil.
Bir zamanlar başlamış oldukları şeyleri bitirmek zorunda kaldı.
Sen üç büyü gücünü bitirmek zorunda kalacak Ondan almak düşünüyorsanız.
Bir zamanlar başlamış oldukları şeyleri bitirmek zorunda kaldı.
Liseyi bitirmek zorunda. Böylece üniversiteye gidebilir ve doktor, avukat ya da Amerika Birleşik Devleti başkanı olabilir.
O zaman Anne Marienin başladığı işi sen bitirmek zorunda kalırsın.
GTA 5 oyuncuların görevlerini bitirmek zorunda olduğu aksiyon dolu bir oyun.
Aksine, kemiklerinin% 90ı orjinaldir, diğerlerinin% 10u kendilerini bitirmek zorunda kalmıştır.
Bu bir MBAprogramına gitmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Okulu bitirmek zorunda olduğunuz anlamına gelmez. Ta yüreğinde bu birkaç şeyin doğru olduğunu hissetmen gerekir.
Bir şişe 2005 Contador Riojayı tek başıma bitirmek zorunda kaldım.
Ancak önce Owen onlara imzasını verdi, sınıfının en üstünde çıktığı GCSE sınavlarını bitirmek zorunda kaldı.
Şerif Keys ile video çekimini ben bitirmek zorunda kaldım.
Yıllar önce Ian Doyle ile bir savaş başlattınve savaşı bu ekip ve Amerikan hükümeti bitirmek zorunda kaldı.
En son 9. sınıfta JasonSwanla fransız öpücüğü yaptım. İlişkimizi bitirmek zorunda kaldık çünkü öğrenci kurulu görevlerimizi engelliyordu.
Eğer hepsi tavşan yemeden önce tüm yabancılar bitirmek zorunda bir atış oyunu.
Bak, Velma bunu sen başlattın, ama sen bitirmek zorunda değilsin.
Egan buraya martta tayin olmuş ve eşi Panama City,Floridada görevini bitirmek zorunda kalmış ve dört ay sonra o da gelmiş.