Gözündeki Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Gözündeki ışıltı.
Sütçünün Gözündeki Parıltı Pitt mi?
Gözündeki L ve Mi?
Sadece bakanın gözündeki güzellik değil.
Gözündeki şu şey ne?
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
mavi gözlüaç gözlerinikırmızı gözyeşil gözlütek gözlükahverengi gözlüinsan gözününsol gözünübir çift gözdiğer göz
Daha
Coralinea bakan herkesin gözündeki düğmeler kadar.
Ve gözündeki o yama.
Biliyorum… Sandro onun gözündeki ışığı bile çekti.
Gözündeki ışığı sevdim senin.
Çocukların gözündeki inancı ve hırsı gördüm.
Gözündeki parlatıcıyı nerden buldun, dostum?
Bayılıyorum. Gözündeki saçlar hariç.- Biliyorum.
Gözündeki hayal kırıklığı çok acıklı.
Sanırım kadının gözündeki kare çürüğün nasıl olduğunu öğrendik.
Gözündeki ışıltı olmadan onu tanımak çok zor.
Bu dişi aslanın tek gözündeki ışık Ma di Tauda dehşet uyandırmalı.
Gözündeki yansımayı büyültüyorum. Ve görüntüyü tersine çeviriyorum.
Hayatta en sevdiğim şey… bir delikanlının gözündeki cinayet pırıltısıdır.
Senin gözündeki şeytanı, ben yaptım.
Bu saldırgan için kurbanlarının gözündeki korkuyu görmek en önemli şey.
Adamın gözündeki tırnak törpüsünden çıkan iz mi o?
Onların zihni ve güzelliği, erkeklerin başkalarının gözündeki konumunu artıracak.
Geum-ja, gözündeki far da neyin nesi?
İlacın kırmızı rengini görünce…'' Tinkerbell korsanın gözündeki kırmızılığı anımsadı.
Yine de, gözündeki diğer kişiyi görmek güzel.
Şimdi kendini güçsüz hissediyorsun… fakat yakında insanların gözündeki korkuyu görebileceksin.
Gözündeki şavkı görmek isterim. İçindeki neşeyi görmek istiyorum.
Bir adamı yakın mesafeden vurduktan sonra gözündeki ışığın nasıl söndüğünü öğreniyorsun.
Kardeşinin gözündeki çöpü görürsün de kendi gözündeki merteği görmezsin.''.
Geçenlerde, gözündeki bir enfeksiyon nedeniyle tıbbi bakıma ihtiyacı oldu. Ama şimdi iyi.