Gülümsemeye Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Şu gülümsemeye bakın.
Mümkün olduğunca çok gülümsemeye çalışın.
Gülümsemeye devam et.
Kameralara gülümsemeye devam et.
Gülümsemeye devam et.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
kameraya gülümseyüzündeki gülümsemebir çocuğun gülümsemesindenbize gülümsüyorsana gülümsüyorbabası gülümsedi
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Hala dudakların varken gülümsemeye devam et.
Gülümsemeye devam edin.
Bu doğru comebola. Gülümsemeye devam et.
Gülümsemeye ve konuşmaya devam et.
Tanrı gördüğüm en güzel gülümsemeye sahip!
Şu gülümsemeye bak!
O bu dünyadaki en güzel gülümsemeye sahip.
Ve gülümsemeye devam etti.
Biliyor musun, Tanrı gördüğüm en güzel gülümsemeye sahip!
Keiko, gülümsemeye devam et.
Kişi yine de her yaşta mükemmel bir gülümsemeye sahip olabilir.
Kocaman gülümsemeye sahipler.
Ama hayat her zaman o yorgunluklarla gülümsemeye değer.
Gülümsemeye devam et! Margot!
Mutlu olun ve gülümsemeye devam edin.”.
Gülümsemeye devam et tamam mı?
Çocuğu tutmakta olan kadın gülümsemeye devam etmiş, mutluymuş.
Gülümsemeye çalış, tatlım.
Sadece gülümsemeye devam edin.
Gülümsemeye devam etmeliyim.
Eğer bu şekilde gülümsemeye devam edersen kıskanmaya başlayacağım.
Gülümsemeye çalıştı, ama başaramadı.
Rosine gülümsemeye çalıştı fakat beceremedi.
Gülümsemeye ve albüme bakmaya devam et.
Gülümsemeye çalıştı fakat pek başarılı olamadı.