Giyme Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Pembe giyme.
O çorapları da giyme.
Korse giyme;
Oh siyah takım elbise giyme.
Zeytin rengi giyme artık.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
giymek zorunda
hüküm giymişayakkabılarını giybir şeyler giydiğer ünlüleri giydirpantolonunu giyüstünü giykıyafeti giymişceketini giyeldivenlerini giy
Daha
Zarflarla kullanım
Fiillerle kullanım
Fazla karışık bir şey giyme.
Gömlek giyme. Dışarısı sıcak.
Bir süre beyaz giyme.
İçine gömlek giyme. Gömleğini çıkar.
Ve o kemerli şeyi giyme.
Uzun zamandır giyme fırsatım olmamıştı!
Çok fazla kısa etek giyme.
Sadece o kıyafetleri giyme, ve herşey yoluna girer.
Bir dahaki sefer külot giyme.
Bir dahaki sefere kağıt giyme, doğum günü elbisenle gel.
Fakat şu kırmızı eşofmanı giyme.
Sana bu kıyafeti giyme demiştim.
Şey… Gideceksen… O tişörtü giyme.
Onların ayakkabısını giyme zorunluluğun var mı?
Buluşmaya gelirken sandalet giyme.
Kırmızı bir şey giyme. Küçük bir çete problemi yaşıyorlar.
Miram, iç çamaşır giyme, dedi.
Kahvaltının bulaştığı tişörtünü okulda giyme.
Sana ormanın ortasında siyah deri giyme demedim mi.
Pijamanın altına külot giyme ki pisi pisi hava alsın'' dediğini söylemişti.
Yeter ki cenaze kıyafetlerinden birini giyme.
En önemlisi de kimsenin sana Reebok Pumps giyme demesine izin verme.
Arkada çizgisi olan külotlu çorabı giyme.
Sana kaç kez söyledimşu amına koyduğumun şapkasını burada giyme diye? Kaç kez?
Bir daha ki sefere, siyah çorap giyme.