Kubbeden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ayrıca Kubbeden henüz çıktın.
Bilmiyorum, çünkü bu kubbeden ayrılamam.
Ve belki kubbeden kurtulmak için.
Bu arada konusu açılmışken nasıl oldu da o Kubbeden çıktın?
Sizi kubbeden çağırıyorlar, yarbayım.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Ve tek şansımız bu kubbeden dışarı çıkmak.
Ve kubbeden dışarı çıkmamızın tek yolu da bu.
Şu anda önemli olan tek şey bu kubbeden kurtulmak.
Kesinlikle o kubbeden çok miktarda sızıntı var.
Ben hak eden, münasip kişi miyim diye Kubbeden gelen bir test mi?
Kubbeden dışarı çıkabilseydik ne olacağını sanıyordun?
Sorunu gözden geçirelim. İnsanlar kubbeden daha önce kaçtı ve yine kaçacaklar.
Sen Kubbeden iki gün önce çıktın, Sam de dün geldi.
Bir sene evvel kasabamızın halkı kubbeden kurtarıldı.
Bir sinyal kubbeden dış dünyaya gönderildiğinde inanılmaz biçimde sıkışık oluyor.
Ve Jim sana doğruyu söyledi kubbeden çıkmanın bir yolu var.
Kubbeden planlanan tarihten önce ayılmamız gerek, ve daha yapacak bir sürü işimiz var.
Oksijenimizdeki tükenmeyi azaltırsak genç ve sağlıklı olanların kubbeden çıkabilme şanslarını arttırmış oluruz.
Adamlarıma onu, koruyucu kubbeden çıkarttırdım. Elbette, bir kaç dakika içinde dışarıda ölür.
Binanın ortasından yedi çaplı bir kubbe yükselirken, ortadaki kubbeden daha küçük ve alçak, her biri binanın dört köşesinde dört kubbe daha bulunuyor.
O zaman Bobby Kennedy kubbeden atlayabilir, ya da toplum karşısına çıkaracağını düşündüğü her şeyi yapabilir.
Yumurtayı verirseniz Kubbeden çıkış yolunu gösteririm ve bir kuş kadar özgür olursunuz.
Acayip tipli bir herif geldi, kubbeden gelen seslerden saklanması gerektiğini falan söyleyip duruyordu.
Füzenin Kubbeye çarptığını gördük.
Ama eğer öyleyse, kubbeyi oluşturan kaynak da o olabilir.
Kubbenin güç kaynağı oysa hepimiz ölürüz.
Aslına bakarsak kubbenin içinde doğum yapan ilk kişi olacaksın.
Kubbenin güç kaynağı yumurta, değil mi?
Yani kubbenin içinde.