Mikrofonunu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Mikrofonunu takın.
Stüdyo mikrofonunu açın.
Mikrofonunu takalım hadi.
Dikkat et de mikrofonunu çalmasın.
Mikrofonunu ağzınıza yakın tutun.
Etkilendim… Mikrofonunu geri vereyim.
Mikrofonunu ve kulaklığını bana at.
Leon hala mikrofonunu kullanıyor.
Mikrofonunu tak, eve git. Ayaklarını uzatıp bir bira iç.
Haydi Gary. Bırak mikrofonunu sallayayım.
Onun mikrofonunu açabilir misin?
Ronaldo muhabirin mikrofonunu göle attı.
Sadece mikrofonunu çıkarmaya çalışıyorum, tamam mı?
Ronaldo, gazetecinin mikrofonunu göle fırlattı.
Ataç mikrofonunu yapan adamlar bunu geliştirdi.
Andromeda serbest kalınca bağlantı kurmak için iletişim mikrofonunu kullan.
Bay Janein mikrofonunu takıyorsunuz, değil mi? Evet, takıyorum.
Havakuş, Percynin dizüstü bilgisayarına çaptığında mikrofonunu bozmuş olmalı.
Ronaldo muhabirin mikrofonunu göle fırlattı!
Mark Zuckerberg bile bilgisayarının kamerasına bant çekip, mikrofonunu kapatıyor.
Brianın mikrofonunu kapatabilir miyiz acaba?
Yavaş giderken bile burası oldukça gürültülü bu yüzden nedediğimi duyabilmeniz için bu komik yüz mikrofonunu taktım.
Bari kadının mikrofonunu kıs, Tanrı aşkına.
Shazam oynatılan sesin kısa bir örneğini toplamak için akıllı telefon veya bilgisayarın dahili mikrofonunu kullanıyor.
Daiki, hızla mikrofonunu açtı ve konuşmaya başladı.
Ama bunu hiç kimse bilmiyordu çünkü Dale mikrofonunu tam olarak nereye koyacağını biliyordu. Böylece sesin harika çıkıyordu.
Hemen Sternin mikrofonunu kapatacaksın. Sonra da hemen müziğe geçeceksin.
Bir anda Canlıyayında sahneye kendini atan şahıs SuRienin mikrofonunu elinden aldı ve“ İngiltere medyasının Nazileri, özgürlük istiyoruz.” diye bağırdı.
İşitme cihazının mikrofonunu bağlamayı bitirdim kulaklığı da neredeyse bitirdim.
Hakimler, böyle durumlarda eski Sırp liderin mikrofonunu kapatsalar da, Miloseviçin oturumları engellemesine ve mahkemeyle alay etmesine izin vermekle suçlanmaktan kurtulamadılar.