Olanak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yayılmasına olanak vermektedir.
Hikayelerin sunduğu bir çok olanak var.
Eğer birçok olanak açmadan önce!
Bu bir kriz değil ki, olanak.
Size bir olanak sağlamayı düşünüyorum.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Onu tanımanıza olanak yoktu.
Bu olanak yalnızca önceden talep etmeniz durumunda sağlanabilir.
Hayır. Durum buna olanak sağlamadı.
Daha Büyük 16G ROM, Daha Fazla Olanak!
Yeni teknolojiler buna olanak sağlamaktadır.
Günlük yaşamda aktif olmak için birçok olanak vardır.
Enerjinin geri gelmesine olanak verebilirsen, kendini asla bitkin hissetmeyeceksin.
Hamburg, Çinlilere pek çok olanak sunuyor.
Şehir sonsuz yaratıcı olanak ve yılın herhangi bir zamanı kullanabileceğiniz yerler sunar.
Kariyer yapmada iki olanak vardır.
D döşeme teknolojisi, kendi fikirlerinizi gerçekleştirmek için birçok olanak sunar.
Gene patentli yapısı buna olanak sağlamaktadır.
Bu tür hedefleme kombinasyonları reklamlarınızın daha özelleşmiş kişilere gösterilmesine olanak verecektir.
İnşaat aracı size birçok olanak sunuyor ve….
PDF24, PDF dosyaları oluşturmak için birden fazla olanak sunuyor.
Google Analytics, bize seçim yapabileceğiniz birçok olanak ve filtre sunmaktadır.
Daha ileri öğrenim ve kariyer gelişimi için birçok olanak mevcuttur.
Ve teknoloji bizim bunu yapabilmemize olanak sağladı.
Hükümete göre bu, geniş tabanlı bir tartışmaya olanak sağlayacak.
İkinci yeniden başlatma oturum açmanıza olanak verecektir.
Bu da sizlerin düşük fiyatlı araba almanıza olanak sağlayabiliyor.
MS08-037: DNSdeki güvenlik açıkları kimlik sahtekarlığına olanak verebilir.
MS05-032: Microsoft Agenttaki güvenlik açığı sahtekarlığa olanak verebilir.
Küresel bir anlaşma olan ACTA şirketlerin İnterneti sansürlemesine olanak verebilir.
Savaşı teşvik ederek değil fakat Ukraynanın kendini savunmasına olanak sağlayarak.