On saat Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Arabayla on saat sürer.
On saat içinde yayındayız.
Yaklaşık on saat sonra, efendim.
Kabaca… haftada on saat.
Kabinde on saat. Etkileyici.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
birkaç saatyarım saataynı saatteher saatgeç saatlerebir kaç saatyaklaşık bir saatsadece birkaç saatyaklaşık yarım saatyarın aynı saatte
Daha
On saat ilk gün, Sahte söyledi.
Evet ama on saat önce.
Haftada altı gün, günde on saat.
Yaya olarak on saat önce ayrıldılar.
Dayanamadığım bir işte günde on saat çalışıyorum.
Hatta günde on saat okuduğu bile söyleniyor.
Ve onu geçtim.- Sen günde on saat çalışmadın.
Bu hizla, on saat içinde dönmek durumundayiz.
Buradan yakşaşık on saat uzaklıkta.
Geldi, on saat boyunca rafları düzenledi, sonra da çıktı.
Dün gece sadece on saat uyuyabildim.
Ama bir dünya zaman tanıdım kendime. Her defasında on saat.
Evinin önünde on saat bekledim.
Ben günde on saat çalışıyorum bu yüzden eve geldiğimde, yorgunluktan ölüyorum.
Bu bölgenin son uydu resimleri on saat öncesine ait.
Aynı şarkıyı on saat boyunca çalıyorlar, değil mi?
Columbia Presbiteryen Hastanesinde ben doğum sancısı çekerken o, on saat bekleme odasında beni bekledi.
Buradan ayrılan herhangi biri on saat içinde ülkede herhangi bir şehirde olabilir.
Gibbse DNAnın bulunmasının on saat süreceğini söylemiştin.
Biliyorum harika, ama günde on saat resim yapacağım.
Bir kez kan bağışı yapmanın on saat hizmete eşdeğer olduğu yazıyor!
Şu lanet olası eğlence parkına on saat uzaklıktayız, sizse pes ediyorsunuz.
Davul zurnayla bir işe giriyor ve on saat sonra o işiten cayıyorsunuz!
Mesele şu ki, kızlar günde on saat fabrikalarda çalışmak zorunda.
Üretimi başlattık ve yaklaşık on saat içerisinde kullanılabilir duruma gelecek.