On saat Turkce kullanımına örnekler ve bunların Almanca çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Sadece on saat.
Zehn Stunden.On saat geçti.
Zehn Stunden vergingen.Bize en az on saat gerek.
Wir brauchen mindestens gute 10 Stunden.On saat iki dakika.
Zehn Stunden und zwei Minuten.Durumu nasıl? On saat aralıksız?
Trainiert seit 10 Std. Wie läuft's?Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
yarım saatbirkaç saatbir kaç saather saatsadece birkaç saatgeç saatleregeçerli saatiyaklaşık yarım saatyeni bir saatbiyolojik saat
Daha
On saat dayanamazsınız.
Ihr überlebt keine 10 Stunden.Evinin önünde on saat bekledim.
Ich wartete 10 Stunden vor ihrem Haus.On saat direksiyon sallıyorum.
10 Stunden hin und zurück.Üç rüya, on saat çarpı 20.
Es sind 3 Träume, das macht 10 Stunden mal 20.On saat önce.- Hastanedeydim.
War im Krankenhaus. Vor zehn Stunden.Garip olan ben miyim? On saat diyor.
Bin ich hier der Sonderling? Zehn Stunden.Günde on saat çalışıyorsun.
Du bist zehn Stunden bei der Arbeit.Bırakışını izlemek için on saat sürmedim. Bak. Tamam.
Okay. Schau. Ich bin nicht zehn Stunden gefahren, um zu sehen.On saat aralıksız. Durumu nasıl?
Trainiert seit 10 Std. Wie läuft's?Sen günde on saat çalışmadın.
Du hast nicht vorher 10 Stunden am Tag gearbeitet.On saat. Şunu beş yap… Albay.
Zehn Arn. Captain. Machen sie fünf daraus.Üç rüya, on saat üzerinden, yirmi.
Es sind 3 Träume, das macht 10 Stunden mal 20.On saat. Albay. Şunu beş yap.
Zehn Arn. Captain. Machen sie fünf daraus.Aynı şarkıyı on saat boyunca çalıyorlar.
Und sie spielen zehn Stunden lang das gleiche Lied.On saat önce arabanda yatıyordun.
Vor zehn Stunden schliefst du noch im Auto.Tsunami ondan yaklaşık on saat sonra… ulaşacak.
Der Tsunami folgt etwa… zehn Stunden später.On saat sonra Meckler zehirlendi.
Zehn Stunden später wurde Meckler vergiftet.Sonraki seviyeye on saat var. Kuzeyde.
Das liegt nördlich. Zehn Stunden bis zum nächsten Level.On saat ve kırk üç saat dakika.
Oh verdammt…- 10 Stunden und 43 Minuten.Uydu teyidine yaklaşık on saat var. Teşekkürler.
Etwa zehn Stunden bis zur Satellitenbestätigung. Danke.On saat işini hallettik gibi görünüyor.
Sieht aus, als hätten wir unsere 10 Stunden.Uydu teyidine yaklaşık on saat var. Teşekkürler.
Danke. Etwa zehn Stunden bis zur Satellitenbestätigung.Yani on saat 27 dakika fazlamız var.
Zehn Stunden, 27 Minuten mehr, als ich brauche.Unutma, çalıştırıcına on saat uyumaya söz vermiştin.
Du hast es dem Trainer versprochen: zehn Stunden Schlaf.Buna göre… on saat önce buralardan geçip… orada durmuş.
Vor 10 Stunden war er laut dieser Karte.
