Onaylamaz Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hükümet onaylamaz.
Dr Post onaylamaz böyle bir şeyi.
Bölük bunu asla onaylamaz!
Kimse birşeyler onaylamaz ya da reddetmez.
Ancak Elsa, bu evliliği onaylamaz.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Fiillerle kullanım
Bana yemekte onaylamaz bir bakış attığını fark ettim.
Papaz bir likör şirketini onaylamaz.
Size söylerdim ama onaylamaz ve bana dedikoducu derdiniz.
FBI onun çalıştığını asla onaylamaz.
Alcatraz Cruises içeriklerini onaylamaz veya onaylamaz.
Çünkü kızın babası bu ilişkiyi asla onaylamaz.
Com onaylamaz yok, garanti, veya ürün garantisi, hizmetler, bu diğer internet sitelerinin anlatılan veya sunulan ya da bilgi.
Site, doğru olmayan reklamları onaylamaz.
Com onaylamaz veya önermez herhangi bir ürün veya hizmet sunulan, reklamı veya açma veya bu site üzerinden satılan dahil ancak bunlarla sınırlı herhangi bir ürün veya hizmet sunulan, reklamı veya veya herhangi bir bağlantılı sitesi aracılığıyla satılan.
Onlar FDA onaylı ve çok sayıda uzmanları bunu onaylamaz.
Onu tanık sandalyesine koymadan önce,Crozierin onayını almam gerekiyor. Onaylamaz, çünkü kendi müvekkilini suçlu konumuna getiriyor.
Leo, zayıf olduğunu ya da savunmasız olduğunu asla onaylamaz.
Braithwaite Henryi araştıracağımız bir dosyayı onaylamaz.
Yıllık deneyim ve 12.000 den fazla öğrenci bizim programlarının başarısını onaylamaz.
Kaliforniya Üniversitesi bir politika meselesi olarak belirli ürün veya hizmetleri onaylamaz.
Los Angeles taki Kaliforniya Üniversitesi,politikası gereğince belirli ürünleri veya hizmetleri onaylamaz.
Com apolitik ve hiçbir tutum alır, herhangi bir görüş sunuyor, ve herhangi bir görüş veya görüşler kökenli Su-27 ülkeleri veyasatın aldığınız ülkeyi onaylamaz ve uçak çalışmaz.
Birçok kişi geliştirmeye çalışın gri alan, vebaşarısızlık için bahane olarak kullanmak izin vermek veya kabul edilemez etik davranış veya durumları onaylamaz, var olmamalıdır.
Maya hala onaylamış.- Peki evlenecek olan kim?
Hükümet zaten yapmış olduğum anlaşmayı onaylamış, meclise sevk etmiş veya edecektir.
Onaylaması, benim için önemli.
Onayladığı şeyden ötürü.
Onaylamadığı yasa teklifi yok ki.
BH parlamentosu Srebrenica için yeni seçim prosedürlerini onayladı.
Avrupa Komisyonu Sofyaya verilecek 157 milyon avroluk bir krediyi onayladı.