Rüşvet Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Rüşvet… işkence.
Birine rüşvet verirsen.
Rüşvet, dolandırıcılık.
Şu jürilere rüşvet vermek işe yaradı.
Rüşvet veya Cinayet!
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Ha siktir. Brady UGİye rüşvet verdi.
Rüşvet veremez misin?
Carlsonun senatörlerin rüşvet almasıyla bir bilgisi var mı?
Rüşvet almış olabilir mi?
Elijahnın günlüklerini okuması için Hayleye rüşvet verdim.
Birisi rüşvet vermiş bunlara.
Buradan gizlice çıkarsın diye Bay Bundlesa rüşvet vermiş.
Bu rüşvet değil, hediye.
Savcılıktan eski Romen başbakanına yeni rüşvet suçlamaları.
HaIa rüşvet aImaya devam ediyor musun?
Ava Hessingtonın o kayıtta katillere rüşvet verdiğine dair 5 tanığımız var.
Rüşvet hakkında ne düşünüyorsun?
Grupların destek ve rüşvet için kullandığı ortak bir para fonu.
Rüşvet aldığını biliyorum.
O Amerikalı yanlış polise rüşvet verip ateş etmeyen bir silah almış.
Rüşvet almaktan hapse girersin.
Bay McCloonun jüri… heyetinden birine rüşvet verdiğine inanmak için nedenlerimiz var.
Sana rüşvet verdi ve sen işimi hallettin.
Denetmene rüşvet verdiğini düşünüyorum.
Wesley, rüşvet için paraya ihtiyacımız olacak.
Gordonın, Nutterın rüşvet aldığını öğrenip ona şantaj yaptığını sanıyoruz.
Kiblerın rüşvet aldığı dönemde, müvekkilim ondan önce gelmiştir.
Elbette başkan birkaç rüşvet alıyor, ama ayrıca trenleri de zamanında çalıştırıyor.
Saldırı, rüşvet, tehdit öğrencileri, öğretmenleri, yetişkinleri korkutma.
Dış borç ve rüşvet ulusumuzun sahip olduğu en boktan şeydir!