Savurdu Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Rüzgar mı geriye savurdu?
Herkes tehdidini savurdu, masalını anlattı.
Paranı da bahçeye savurdu!
Çok savurdum sizi bağışlayın hayallerim.
Akıntı beni sürekli geri savurdu.
Belki bir tsunami savurdu buraya.
Akıntı beni sürekli geri savurdu.
Kamyonu savurdu ve beni bayılttı.
O boş vagonları rayların dışına savurdu.
Adalet için savurduğum her yumruk, onun yumruğudur.
Şu kaşar az önce saçını yüzüme mü savurdu?
Aidanı kaputa savurdu. Ve sonra da aynen gülümseyerek gitti.
Bir keresinde tek bir dalga 6 adamı denize savurdu.
Hayalet ciddi tehditler savurdu. Bunların bana mı yoksa kıza mı söylediğini bilmiyorum.
Çamurdan kıvılcımlar çıktı ve onları havada savurdu.
Köy yeşil güçlü bir eğimli[ kelime mi eksik?], Aşağı, tutunarak için ise bir kasnak salladı kolu,bir anda bir çuval karşı şiddetle savurdu olabilir diğer ucunu, hatırı sayılır bir iyilik için geldi ergen arasında, aynı zamanda, salıncaklar ve Hindistancevizi Bahçe shies.
Kızın biri Moher Uçurumlarından atladı ve rüzgar onu geriye savurdu.
Çünkü Patty Hewes ifade alımı sırasında suçlamalar savurdu.
Kanseriyle resmen dövüştü.Her gün sağlı sollu yumruk savurdu.
Deniz çark etti vetuzdan kelepçelerini pek çok dalganın öldüğü keskin kayalıklara savurdu.
Türkler Trakyadan Dışarı sloganıatan Yunan ırkçılar, kent sakinlerine ağır tehditler savurdu.
Savurmaya bile gerek kalmadın….
Bazı kuyrukluyıldızlar savrularak Güneş Sisteminin dışına çıkar ve yıldızlar arası uzayda gezinir.
Kampanyanıza bağışta bulunmak para savurmak değil tabii ki de.
Bu şekilde savaş tehitleri savurarak… Bizi boyun eğmeye zorluyor.
Beni gönderin ya da savurmaya devam edin Sayın Başkan.
Boş tehditler savuran şımarık bir çocuktum.
Savuran Hotel Canakkale.
Çılgına dönmek ve etrafa yıldırımlar savurmak çözülmesi gerçekten zorlu bir strateji.