Tehditkâr Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Ağzı bozuk, tehditkâr.
Tehditkâr bir ses tonun var.
Karanlık, kasvetli ve tehditkâr.
Tehditkâr mektubu aldın mı?
Dikil burada ve tehditkâr görün.
Bu tehditkâr tek kaş kim?
Turuncu sarıdan çok daha tehditkâr.
Saldırgan ve tehditkâr davranışlar.
Bu tehditkâr tavırlardan hoşlanmıyorum.
Bay Barclay ne kadar tehditkâr olduğumu öğrenecek.
Ben, tehditkâr bir video göndermek isteyeceğin en son kişiyim.
Arkama döndüm ve o delikanlıyı tehditkâr bir şekilde gördüm.
Mektuplar tehditkâr değil miydi? Tehditkâr mı?
Doğrusunu isterseniz, aramasını biraz tehditkâr bulmuştum.
Hasta tehditkâr ve yardımcı olmayan türden.
Katil, bankaya gider,… bankada tehditkâr bir şifre bırakır.
Böyle tehditkâr mesajlar bırakmak senin için iyi olmaz.
Öyleyse faturaya neden öyle tehditkâr bir mektup eklemişler?
Duran, şehirdeki tehditkâr idman sürecinin ardından seyircilerin favorisi hâline geldi.
Dün akşam 9:10da Johnny Kanee neden tehditkâr bir mail gönderdiğini açıka.
Yerinde olsam tehditkâr bir hareket yapmazdım.
Tıpkı her an bize daha da yaklaşan tehditkâr bir kayık gibi.
Buradaki tek tehditkâr kişiler siz değilsiniz.
Üzgün ve dikkatli göz bebeklerinin tehditkâr bakışıyla yaralanırım.
Oylesine korkunc ve tehditkâr bir sey ki, kasabadakiler ona bir isim taktılar.
Geyiklerin kükremeleri kederli, tehditkâr, bazen de çaresizlermiş gibi geliyordu.
Muhtemelen ona tehditkâr bir şekilde yaklaşmıştır.
Hepimiz birbirimize tehditkâr bakışlar atarak dolaşıyorduk.
Telefonun ucunda tehditkâr bir sese ihtiyacım var.
Öylesine korkunç ve tehditkâr bir şey ki, kasabadakiler ona bir isim taktılar.