Tepeden Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Tepeden tırnağa kadar.
Her ne idiyse, tepeden düştü.
Tepeden tırnağa söylediğin gibi.
Doldurma Yöntemi: Tepeden doldurma.
Tepeden girmek zorunda değiller.
Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Fiillerle kullanım
Yavrum… Zamanı geldiğinde Kızıl Tepeden uzak dur.
Onu tepeden aşağı yuvarlayacağım. Baksana.
Burası Büyük Ayıdaki tepeden çok daha büyük.
Ta tepeden getirmiştim ben o varili buraya!
Yüksek eğimli yuvarlak iki tepeden hemen önce bitiyor.
En tepeden başlayıp aşağıya doğru inmeni öneririm.
Fakat tekrar baktığımda tepeden inen lastik izlerini gördüm.
Tepeden birisi gelecek müsteşar olacak yok öyle bir şey.
Babalarını varile koyarak tepeden aşağıya sertçe yuvarlıyorlar.
Tepeden başka bir şey yok. Arkasında da sarp kayalık var.
Bu okulu düzeltmek için işe tepeden başlamalıyız.
O lanet tepeden aşağı yuvarlanmadın, değil mi?
Charlie saçları arkadan alamadın diye tepeden mi almak zorundaydın?
En tepeden uzun bir düşüştü öyle değil mi?
Kaptan barstowu ve diğerlerini tepeden aşağı giderken gördüm ne yapacaklar.
Tepeden aşağı yürüyen her adam aynı şeyi düşünüyordu.
St Looeya gidiyordum. Tepeden aşağıya inerken frenler tutmadı.
Tepeden tırnağa, 14 yatak odasıyla bütün evi çektim.
Makedonya hükümeti, tepeden başlayarak suç ve yolsuzluğa darbe vuruyor.
Tepeden tırnağa hidrolik ve yüksek basınçlı pnömatik.
Çocukken her sabah binlerce erkeğin o tepeden aşağıya tersanede çalışmaya indiğini görürdüm.
Tepeden baskı yapıp duruyor. Ben de daha fazla kişiyi görevlendirmemi istiyor.
Çocuğu tepeden indirdim. Ona Aydaki adamdan bahsediyordum.
Tepeden aşağıya çimenleri ezerek oldukça hızlı kayabiliriz diye düşünüyordum.
O arabanın tepeden tırnağa, içeriden dışarıya incelenmesini istiyorum.