UTANÇ ne Demek Yunan - Yunan Çeviri S

Isim
Fiil
Zarf
Sıfat
ντροπή
utanç
ayıp
rezalet
rezil
bir rezalet
mahcup
utanma
yazıklar
bir utanç kaynağı
utangaçlık
ντρέπομαι
utanıyorum
utanç verici
utanç
çok utanıyorum
ben utanıyorum
mahcup
utangaç
αμηχανία
utanç
şaşkın
utandım
gariplik
rahatsızlıktan
çapraşık
κρίμα
yazık
kötü
üzücü
utanç verici
ayıp
yazık olur
bir utanç
çok üzücü
yazık oldu
çok yazık oldu
ταπείνωση
aşağılanma
aşağılama
utanç
küçük düşürücü
rezillik
alçakgönüllülük
tevazu
εξευτελισμού
aşağılanma
utanç
aşağılama
küçük düşme
ντροπιαστική
ντροπής
utanç
ayıp
rezalet
rezil
bir rezalet
mahcup
utanma
yazıklar
bir utanç kaynağı
utangaçlık
αμηχανίας
utanç
şaşkın
utandım
gariplik
rahatsızlıktan
çapraşık

Utanç Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Computer category close
Abd, utanç içinde.
Οι ΗΠΑ σε αμηχανία.
Aldığımız cevap utanç vericiydi.
Η απάντηση που λάβαμε ήταν… αμηχανία.
Utanç veya düşük benlik saygısı.
Αμηχανία ή χαμηλή αυτοεκτίμηση.
Ülkemden utanç duyuyorum.
Ντρέπομαι για τη χώρα μου».
Utanç buna çok sık neden olur.
Το κρίμα είναι ότι αυτό συμβαίνει πολύ συχνά.
Combinations with other parts of speech
Alay edilmek, utanç, yalnızlılık.
Η γελοιοποίηση, η ταπείνωση, η μοναξιά.
Utanç yoluyla bağlanmaya hazırlanın.
Ετοιμαστείτε να δεθείτε μέσω του εξευτελισμού.
Ve daha fazla utanç, daha da iğrenme.
Μετά πιο πολύ ντροπη. Πιο πολύ αηδία.
Sana zaafımı gösterdiğim için utanç içindeyim.
Ντρέπομαι που σου δείχνω την αδυναμία μου.
Ben biraz utanç yayınlayalım diyorum.
Λέω να μεταδώσουμε λίγη αμηχανία.
Ülkemde yaşananlardan utanç duyuyorum.
Ντρέπομαι για όσα συμβαίνουν στην χώρα μου.
Genç rahatladığında, mersin ağacı içi ne utanç!
Τι κρίμα για τον μύρτο όταν ο νεαρός σηκώθηκε!
Bay Terry, yaptığım şeyden utanç duyuyorum.
Κύριε Τέρι, ντρέπομαι πολύ γι' αυτό που έκανα.
Utanç verici bir şey, utanç verici bir gün!
Είναι μια ντροπιαστική, ντροπιαστική μέρα!
Programını ne zaman izlesem senin için utanç duyuyorum.
Όταν βλέπω την εκπομπή σου ντρέπομαι για εσένα.
Bence o utanç gemisi çoktan yelken açtı!
Νομίζω ότι το πλοίο του εξευτελισμού έχει ήδη σαλπάρει!
O haydutların bu haneye yaptıkları büyük utanç.
Μεγάλο κρίμα αυτό που έκαναν οι αντάρτες στο ωραίο σου σπίτι.
Acı ve utanç verici bir yenilgiye hazırlan.
Ετοιμάσου να γευθείς την άμιλλα και την πικρή ταπείνωση.
Bununla guru duyduğumu söyleyemem, Ama utanç da duymuyorum.
Δεν λέω πως είμαι περήφανος γι' αυτό, αλλά δεν ντρέπομαι κιόλας.
Halka açık utanç turunda özür dilemen gerekir.
Να ζητήσεις συγγνώμη, σε δημόσια ντροπιαστική περιφορά.
Köpeğimizi bile internetten almamız ne kadar utanç verici.- Şu goldena bir bak.
Κρίμα που είναι τόσο αντισυμβατικό να αγοράσεις σκύλο.
Utanç verici. Muhteşem bir oyuncu ve onu artık kimse oynatmıyor.
Είναι κρίμα, είναι τόσο καλός ηθοποιός, και κανείς δεν τον χρησιμοποιεί πια.
İkimize de yalan söyledi ve onun ailesinden olduğum için utanç duyuyorum.
Είπε ψέματα και στους δυο μας, ντρέπομαι που είναι μητέρα μου.
Bir avuç ergenle birlikte utanç verici Cotilliona gideceğim yetmiyor mu?
Δεν είναι αρκετή η ταπείνωση της καντρίλιας μ' ένα μάτσο εφήβους;?
Siz ve Nikolai gibilerini görünce tembel hayatımdan utanç duyuyorum.
Ντρέπομαι για την τεμπέλικη ζωή μου όταν βλέπω άντρες όπως εσείς κι ο Νικολάι.
Şimdi hayatını utanç içinde geçirecek ve sonsuza kadar cehennemde kalacak.
Τώρα θα περάσει την ζωή της ντροπιασμένη… ζώντας μια αιωνιότητα στο απόλυτο σκότος.
Ateş etmeden önce ne zaman korumandan bahsetsen utanç belirtileri gösterdin.
Πριν τον πυροβολισμό, κάθε φορά που μίλαγες για τον σωματοφύλακά σου, εξέφραζες αμηχανία.
Gördüğüm tek utanç verici şey ellerinde şeker sepetleri taşıyan astronotlardı.
Για το μόνο που ντρέπομαι… είναι που έστειλα αστροναύτες με γλυκά έξω στο διάστημα.
Başka birinin iç çamaşırını giydiğini görmek, Utanç ve Açıklanamaz bir duruma işarettir.
Αν δούμε κάποιον με τα εσώρουχα δείχνει μια ντροπιαστική κι ανεξήγητη κατάσταση.
O Hidradenit Suppurativa vardı o acı rahatsızlık ve utanç ilk elden yaşadı.
Έχει βιώσει την ταλαιπωρία αγωνία και αμηχανία από πρώτο χέρι, όταν είχε Hidradenitis Suppurativa.
Sonuçlar: 765, Zaman: 0.0828

En çok sorulan sözlük sorguları

Turkce - Yunan