Utanç Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Abd, utanç içinde.
Aldığımız cevap utanç vericiydi.
Utanç veya düşük benlik saygısı.
Ülkemden utanç duyuyorum.
Utanç buna çok sık neden olur.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Alay edilmek, utanç, yalnızlılık.
Utanç yoluyla bağlanmaya hazırlanın.
Ve daha fazla utanç, daha da iğrenme.
Sana zaafımı gösterdiğim için utanç içindeyim.
Ben biraz utanç yayınlayalım diyorum.
Ülkemde yaşananlardan utanç duyuyorum.
Genç rahatladığında, mersin ağacı içi ne utanç!
Bay Terry, yaptığım şeyden utanç duyuyorum.
Utanç verici bir şey, utanç verici bir gün!
Programını ne zaman izlesem senin için utanç duyuyorum.
Bence o utanç gemisi çoktan yelken açtı!
O haydutların bu haneye yaptıkları büyük utanç.
Acı ve utanç verici bir yenilgiye hazırlan.
Bununla guru duyduğumu söyleyemem, Ama utanç da duymuyorum.
Halka açık utanç turunda özür dilemen gerekir.
Köpeğimizi bile internetten almamız ne kadar utanç verici.- Şu goldena bir bak.
Utanç verici. Muhteşem bir oyuncu ve onu artık kimse oynatmıyor.
İkimize de yalan söyledi ve onun ailesinden olduğum için utanç duyuyorum.
Bir avuç ergenle birlikte utanç verici Cotilliona gideceğim yetmiyor mu?
Siz ve Nikolai gibilerini görünce tembel hayatımdan utanç duyuyorum.
Şimdi hayatını utanç içinde geçirecek ve sonsuza kadar cehennemde kalacak.
Ateş etmeden önce ne zaman korumandan bahsetsen utanç belirtileri gösterdin.
Gördüğüm tek utanç verici şey ellerinde şeker sepetleri taşıyan astronotlardı.
Başka birinin iç çamaşırını giydiğini görmek, Utanç ve Açıklanamaz bir duruma işarettir.
O Hidradenit Suppurativa vardı o acı rahatsızlık ve utanç ilk elden yaşadı.