Yapışmış Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yapışmış galiba.
Boya yapışmış.
Yüzüm halıya yapışmış.
Boş kovana yapışmış bir şey var.
Şehriyeler birbirine yapışmış.
Combinations with other parts of speech
Fiillerle kullanım
Ayakkabınıza yapışmış olan sakız bu.
Şuna bir çeşit kağıt yapışmış gibi.
Oradaki kapıya yapışmış gibi görünüyorsun.
Seninki daha fazla yapışmış!
Arkama yapışmış ölü biri mi var?
Kıçıma bardak altlığı mı yapışmış.
Baksana, yapışmış.
Banta yapışmış Phaenicia Sericata var.
Kulaklarımız radyoya yapışmış gibiydi.
Alnına yapışmış bir sakızla geri geldi!
Kurtulmaya çalıştım, ama… Bana yapışmış.
Sanki yola yapışmış gibi köşeleri dönebiliyor.
Tam anlamıyla şeker dişinize yapışmış oluyor.
Alnıma yapışmış şu kara lekeye lanet olsun.
Ya da gözleri telefonlarına yapışmış haldeler.
Arkasına yapışmış kahverengi olan birkaç Kafkasyalı kaşı vardı.
Dahası var, aynı zamanda kolların altına da yapışmış.
Kulağına cep telefonu yapışmış olan çocuğu mu kastediyorsun?
Bu garip şeyler onun tüm vücuduna yapışmış.
O ikisi cep telefonu kılıflarından yapışmış Siyam ikizleri gibi.
Bay Richards, tişörtünüze kocaman bir salam parçası yapışmış.
Ha, ha, sik kılları yüzüne yapışmış'' gibi mi?
Okudum ve Rikoooo en Connie için'' okuma-me'' yapışmış.
Bu, çoğu zaman bileşiklerin sıkıca birbirine yapışmış olmasına yol açar.
Herkesi rahatsız ediyorsunuz, ve sanki ayakkabınıza keçi sakalı yapışmış gibi.