Yolculuk yapmak Turkce kullanımına örnekler ve bunların Yunan çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Computer
Yolculuk yapmak, araba kullanmak keyif verir.
Yani kim zamanda yolculuk yapmak istemez ki?
Dedi ve bitmiş, biz gitmek ve vergi ve diğer gizli masraf sonra neredeyse 800kr biten yolculuk yapmak.
Alıntıyla Cevap Gönder Aya yolculuk yapmak ister misiniz?
GPS ve günlük yaşamlarında diğer uçaktaki navigasyon uygulamalarının patlama yana,onları kullanmadan bilinmeyen bir yere bir yolculuk yapmak artık düşünülemez.
Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
yapmak zorunda
bir şey yapmakyaptığın şey
yaptığı açıklamada
neler yaptığınıhiçbir şey yapmadımbir hata yaptımyatırım yapmaksen yaptınher şeyi yaptım
Daha
Ben takdir ikiniz yolculuk yapmak, ama ben tutuyorum.
Ama tüm bu parametreler Daewoo Matize yolculuk yapmak için yeterli olacak mı?
Rahat ve mümkün olduğunca ilginç olarak yolculuk yapmak isterseniz, size Trieste havaalanında araç kiralama gibi hizmet yararlanmak gerekir, hangi ile, oteliniz ulaşırken her zaman kaybetmek ve hakkında bilgi almak mümkün olmayacaktır Kentin yakın.
Sadece bir şey, bayan eğer Texasa yolculuk yapmak için kararlıysan yanlış yoldan gidiyorsun.
Kışın, farklı bir tarzda yolculuk yapmak için Zermatttan kalkan Glacier Expressine binin.
VISEMAR Bir 60 İskenderiye Venedik yolculuk yapmak ve Venedik 68 saat içinde Tartusa olacaktır.
Yolculuk yapmaya hazir olun.
Yolculuğu yaptığınız yeri paylaşabilir misiniz?
Nevadaya yolculuk yapmaya vaktim yok.
Yolculuk yaptıkları geminin adı.
Dünya bir kitaptır ve yolculuk yapmayanlar sadece bir sayfasını okumaktadır….
Güvenle yolculuk yaptık.
Tek başına Evren Altının kapılarına yolculuk yaptı… ve farklı biri olarak döndü.
Bu, yaşam yolculuğunuzda yapmak istediğiniz her şey için sizi hazırlayacak.
Üç kıtaya yolculuk yapmış biri için demek istedim.
Geleceğe yolculuk yapmayı düşünüyorum.
Bu yolculuğu yapmak bir yılımızı alıyor.
Uçağın tekerleğinde 5,5 saatlik yolculuk yaptı.
Ben ilk kez yalnız yolculuk yapmıyorum!
Vefat etmeyeceğim, cennete gitmeyeceğim ya da eve yolculuk yapmayacağım.
Ben de senin gibi zamanda yolculuk yapmış bir hızcıyım.
Beyninde çip olması kötü oldu. Beraber yolculuk yapması zevkliydi.
Sadece o taş atan çocukların bile bu trenle yolculuk yaptıklarını söyledi.
Kadınlar tek başına yolculuk yapmamalı!
Onunla birlikte birçok yolculuk yaptı.