Examples of using A computer programmer in English and their translations into Turkish
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
She is a computer programmer.
Bilgisayar programcısı.File says he worked for the Russians as a computer programmer in SVR.
Dosyada SVRde* Ruslar için bilgisayar programcısı olarak çalıştığı yazıyor.He's a computer programmer.
O bir bilgisayar programcısıdır.Tom didn't want to be a computer programmer.
A computer programmer someone exceptionally innovative and smart.
Bir bilgisayar programcısı, fevkalade yenilikçi ve akıllı.Pitt was a computer programmer.
Pitt, bilgisayar programcısıydı.He pours his energy into this garden because he doesn't like being a computer programmer.
O onun enerji döküyor bu bahçe çünkü o olmak gibi değil bir bilgisayar programcısı.She is a computer programmer.
O bir bilgisayar programcısıdır.Her father, Dr. Fang-Sheng Wu, is a biology and genetics professor at Virginia Commonwealth University andher mother is a computer programmer.
Babası Virginia Commonwealth Üniversitesi biyoloji ve genetik profesörü,annesi ise bir bilgisayar programcısı idi.Is Tom a computer programmer?
Tom bir bilgisayar programcısı mı?That person must be a computer programmer.
Şu kişi bir bilgisayar programcısı olmalı.A computer programmer called the cops… said his roommate went missing around the same time.
Bir bilgisayar yazılımcısı polisi arayıp… aynı saatlerde oda arkadaşının kayıp olduğunu haber vermiş.My husband's a computer programmer.
Eşim bilgisayar programcısıdır.A computer programmer called the cops and said his roommate went missing at around the same time.
Bir bilgisayar yazılımcısı polisi arayıp aynı saatlerde oda arkadaşının kayıp olduğunu haber vermiş.Richard's a computer programmer.
Richard bir bilgisayar programcısı.A computer programmer, Andrew Paige, accidentally came across a possible Internet strike.- I know.
Bu sabah Andrew Paige ismindeki bir bilgisayar programcısı kazara, muhtemel Worked as a computer programmer.
Bilgisayar programcısı olarak çalıştı.A computer programmer from the 20th Century who is a companion of the Sixth and Seventh Doctors, she was a regular in the programme from 1986 to 1987.
Yüzyıldan bir bilgisayar programcısı olan Mel, Altıncı ve Yedinci Doktorun 1986-1987 yılları arasında düzenli yol arkadaşı olmuştur.Tom isn't a computer programmer.
Tom bir bilgisayar programcısı değildir.Tom doesn't want to be a computer programmer.
Tom bir bilgisayar programcısı olmak istemiyor.Like, oh, say, a computer programmer who used to live in Eureka?
Tıpkı Eurekada yaşamış bir bilgisayar programcısı gibi mi?I am married to Guido, a computer programmer.
Guido ile evliyim. O bir bilgisayar programcısı.We're looking for a computer programmer"with experience in network protocols"IDS,"firewalls, and ultra high-speed network capabilities.
Ağ protokolü, IDS, güvenlik duvarı konusunda deneyimliyüksek hızlı ağ yeteneğine sahip bilgisayar programcıları arıyoruz.Tom wanted to be a computer programmer.
Tom bir bilgisayar programcısı olmak istiyordu.Others, like Vesna, 28, a computer programmer from Belgrade disagree, saying that nothing should challenge the fulfilling of Serbia's obligations on the path to EU membership.
Belgradlı 28 yaşındaki bilgisayar programcısı Vesna gibi diğerleri, Sırbistanın AB üyeliği yolundaki yükümlülüklerini yerine getirmesine hiçbir şeyin engel olmaması gerektiğini söyleyerek buna karşı çıkıyorlar.Tom wants to be a computer programmer.
Tom bir bilgisayar programcısı olmak istiyor.Tom is a computer programmer.
Tom bir bilgisayar proğramcısıdır.I want to be a computer programmer.
Bir bilgisayar programcısı olmak istiyorum.Isn't she a computer programmer?
O, bir bilgisayar proğramcısı değil midir?The Hunger Site was started by John Breen, a computer programmer from Bloomington, Indiana, in June 1999.
The Hunger Site Haziran 1999da Bloomington, Hindistandan bir bilgisayar programcısı olan John Breen tarafından yaratıldı.
