What is the translation of " CANNOT BE FOUND " in Turkish?

• bulamıyor
• bulunamaz
• bulunamıyor
• bulunamadı
• bulunamayan
• bulunması mümkün değil
• bulunamaması durumunda
• bulamayacagi

Examples of using Cannot be found in English and their translations into Turkish

This cannot be found.
Bu bulunamaz.

This contact's sound cannot be found.
Bu kişinin sesi bulunamadı.

The criminal cannot be found at the bottom of the mountain.
Aradığınız suçlu, dağın dibinde bulunamaz.

Milady, sir Dulac cannot be found.
Leydim, sör Dulacı bulamıyoruz.

Mary Klein cannot be found by looking. You were there.
Mary Klein aramakla bulunamaz. Sen oradaydın.

This contact's image cannot be found.
Bu kişinin resmi bulunamıyor.

Mary Klein cannot be found by looking. You were there.
Sen oradaydın. Mary Klein aramakla bulunamaz.

The electronic dictionary cannot be found.
Elektronik sözlüğü bulamıyorum.

People cannot be found.
İnsanlar bulunamaz.

Gruppenführer Fegelein cannot be found.
Gruppenführer Fegelein bulunamıyor.

Mixer cannot be found.
Karıştırıcı bulunamadı.

What's the point of loving someone who cannot be found?
Bulunamayan birini sevmenin anlamı ne?

The money cannot be found.
Paranın bulunması mümkün değil.

There is more. If in the event a suitable prince cannot be found.
Uygun bir prens bulunamaması durumunda… Dahası var.

Source file cannot be found.
Kaynak dosyası bulunamadı.

There is more. If in the event a suitable prince cannot be found.
Dahası var. Uygun bir prens bulunamaması durumunda.

Mary Klein cannot be found by looking.
Mary Klein arayarak bulunamaz.

You do really. The money cannot be found.
Paranın bulunması mümkün değil. Gerçekten şaşırtıyorsunuz.

Mary Klein cannot be found by looking.
Mary Klein aradığını bulamıyor.

Everyone looks around, but the eye cannot be found.
Her yerde bulunabilirler fakat göze görünmezler.

This article cannot be found anywhere.
Bu makale hiçbir yerde bulunamaz.

By those who already know where it is. It's an island that cannot be found, except.
O adayı nerede olduğunu bilenler dışında kimse bulamaz.

The Eden Tree cannot be found on any map.
Cennet Ağacı hiçbir haritada bulunamaz.

Alsa mixer cannot be found. Please check that the soundcard is installed and the soundcard driver is loaded.
Alsa karıştırıcısı bulunamadı. Lütfen ses kartının takılı olduğundan veya ses kartı sürücüsünün yüklendiğinden emin olun.

And there is something that cannot be found in a periodic table.
Ve periyodik tabloda bulunamayan bir şey var.

Mary Klein cannot be found by looking. You were there.
Sen oradaydın. Mary Klein aradığını bulamıyor.

If in the event a suitable prince cannot be found… There is more.
Uygun bir prens bulunamaması durumunda… Dahası var.

It's an island that cannot be found, except by those who know where it is..
Hariç kimse tarafından bulunamıyor. O ada da, nerede olduğunu bilenler.

If in the event a suitable prince cannot be found… There is more.
Dahası var. Uygun bir prens bulunamaması durumunda.

It's an island that cannot be found, except by those who already know where it is..
Hariç kimse tarafından bulunamıyor. O ada da, nerede olduğunu bilenler.