What is the translation of " CENSOR " in Turkish?

• sansür
• sansürlemek
• denetçi
• censor
• sansürcümüzü

Examples of using Censor in English and their translations into Turkish

Censor it!
Sansürle şunu!

The Chief Censor?
Sansür kurul başkanı?

Chief censor, over there.
Sansür şefi, orada.

Requiem for a Censor.
Sansür için Requiem.

Censor, censor, censor.
Sansür! Sansür! Sansür!

The Chief Censor is right.
Baş Denetçi haklı.

But I shouldn't be a censor.
Ama bir sansür olmamalı.

Take the censor off guard.
Sansür korumasını kaldır.

Kids have their own in-built censor.
Çocukların kendi sansürü var.

They can't censor our memories,?
Anılarımızı da sansürleyemezler, değil mi?

Your Majesty. Are you slow-witted, Chief Censor?
Majesteleri. Salak mısın Baş Denetçi?

You don't have to censor yourself.
Kendini sansürlemene gerek yok.

Not he censor, it's census officer.
Nüfus memuru diil oolum, nüfus sayım memuru.

I'm sorry you can't just censor us like this.
Üzgünüm, Bize bunun gibi sansür yapamazsın.

It's got a censor on it, so there is no control.
Üzerinde sensör var yani oyun kumandası yok.

Who among you has the power to censor the censor?
Hanginizin sansürlemeyi sansürleyecek gücü var?

If I were a censor, I would drink too.- It's OK.
Eğer sansürcü olsaydım, ben de içerdim.- Tamam.

It would be very convenient if we could censor this kind of comment.
Bu tür yorumları sansür edebilsek çok uygun olurdu.

Censor everything about Hanussen. About the afternoon edition.
Öğlenden sonraki baskıda… Hanusseni sansürleyin.

You're in charge of the Censor Office, not Vosloo.
Sansür bürosunun başı sensin, Vosloo değil.

My son told me how you softened our very stubborn censor.
Oğlum bizim inatçı sansürcümüzü nasıl yumuşattığınızı anlattı.

About the afternoon edition, censor everything about Hanussen.
Öğlenden sonraki baskıda Hanusseni sansürleyin.

My son told me how skillfully you softened our very stubborn censor.
Oğlum bizim inatçı sansürcümüzü nasıl yumuşattığınızı anlattı.

Our very stubborn censor. My son told me how you softened.
Oğlum bizim inatçı sansürcümüzü nasıl yumuşattığınızı anlattı.

I would like you not to feel as if you have to censor yourself around me.
Benimle birlikteyken kendini sansürlemek zorunda olduğunu hissetmeni istemiyorum.

After the drop, we will use a censor to scan the building for any Olkari biorhythms.
İnişten sonra, binadaki Olkari biyoritmini taramak için bir alıcı kullanacağız.

Governments everywhere are often trying to block and filter and censor content on the Internet.
Birçok hükümet sıklıkla Internetteki içeriği filtrelemek, sansürlemek ve bloklamak ister.

According to Oakley, the Fox censor objected to"Homer's Phobia" being aired.
Oakleyye göre Foxun sansür denetçisi,'' Homers Phobia'' bölümünün yayınlanmasına karşı çıktı.

I'm sorry, I-I found the idea that they would censor themselves for Trump terrifying.
Özür dilerim. Trumptan korktukları için kendilerine sansür uyguladıklarını düşündüm.

Ally of Marat's revolution but unfortunately the censor's cut most of his rabble-rousing theme.
Maratnın ihtilalinden yanaydı ama maalesef sansürcüler, kışkırtıcı fikirlerinin büyük bölümünü yonttu.