What is the translation of " GO TO THE LIBRARY " in Turkish?

• kütüphaneye git
• kütüphaneye gidin
• kütüphaneye gitmem

Examples of using Go to the library in English and their translations into Turkish

Go to the library.
Kütüphaneye gitmeyi.

I gotta go to the library.
Kütüphaneye gitmem lazım.

Go to the library. No.
Hayır, kütüphaneye git.

I had to go to the library.
Kütüphaneye gitmek zorundaydım.

Go to the library. Read a book.
Kütüphaneye gidin. Bir kitap okuyun.

Read a book. Well, go to the library.
Kütüphaneye gidin. Bir kitap okuyun.

No, go to the library.
Hayır, kütüphaneye git.

Oh no, I have to go to the library.
Olamaz, kütüphaneye gitmem gerekiyor.

No. Go to the library.
Kütüphaneye gidin. Hayır.

What? I had to go to the library.
Ne? Kütüphaneye gitmem gerekiyordu ama.

Go to the library, and I will join you there.
Kütüphaneye git, ben oraya gelirim.

I didn't think that. Go to the library then.
Kütüphaneye git o zaman. Düşünmedim bunu.

Please go to the library and get me books, okay?
Kütüphaneye git ve bana kitaplar getir, tamam mı?

If you're gonna study, go to the library.
Eğer ders çalışacaksanız, kütüphaneye gidin.

I have to go to the library for a research paper.
Bir kağıdı araştırmak için kütüphaneye gitmem gerek.

No Raj, not today, I have to go to the library and then.
Hayır Raj! Bugün olmaz. Bugün kütüphaneye gitmem gerekiyor.

Go to the library and pour that energy into the books.
Kütüphaneye git… ve şu zayıf enerjini kitaplara akıt.

Felicity had to go to the library.
Felicitynin kütüphaneye gitmesi gerekti.

Go to the library and bring me the records on AncientJosun.
Kütüphaneye git ve bana antik Josun kayıtlarını getir.

Yeah, I gotta go to the library anyway.
Evet, benim kütüphaneye gitmem gerekiyordu zaten.

While we're gone, let yourself in to Nampara and go to the library.
Biz gittiğimiz zaman, Namparaya gir ve kütüphaneye git.

I had to go to the library, so… What?
Ne? Kütüphaneye gitmem gerekiyordu ama?

Because I had to go to the library.
Ama kütüphaneye gitmem gerektiği için erken ayrıldım.

I have to go to the library for a research paper. I can't.
Ben gelemem. Bir kağıdı araştırmak için kütüphaneye gitmem gerek.

You knew he would have to go to the library to get it.
Onu almak için kütüphaneye gitmesi gerektiğini biliyordun.

If you love her, go to the library, get some opium. Come here.
Gel buraya. Onu seviyorsan, kütüphaneye git, biraz afyon getir.

Come here. If you love her, go to the library, get some opium.
Gel buraya. Onu seviyorsan, kütüphaneye git, biraz afyon getir.

Yeah, I gotta go to the library anyways.
Evet, benim kütüphaneye gitmem gerekiyordu zaten.

If you love her, go to the library, get some opium.
Onu seviyorsan kütüphaneye git, afyon getir.

I can't. I have to go to the library for a research paper.
Ben gelemem. Bir kağıdı araştırmak için kütüphaneye gitmem gerek.