What is the translation of " IT CAN GO " in Turkish?

• gidebilir
• gidebileceğini
• gidebileceğimi
• çıkabiliyor
• dönebilir
• ilerleyebilir
• gidebilir mi

Examples of using It can go in English and their translations into Turkish

It can go home now.
Artık eve gidebilir.

After we make a pond. It can go home.
Biz havuzu yaptıktan sonra evine dönebilir.

It can go, right?
Gidebilirim, değil mi?

It's a scooter. It can go on some highways.
Bazı otoyollara çıkabiliyor. Scooter o.

It can go so wrong.
Çok yanlış gidebilir.

It's a scooter. It can go on some highways.
Scooter o. Bazı otoyollara çıkabiliyor.

It can go very wrong.
Çok ters gidebilir.

And the only direction it can go, is south.
Ve yalnızca güney yönünde ilerleyebilir.

It can go anywhere.
İstediği yere gidebilir.

Just like that, it can go from bad to cute.
Olaylar birden kötüden sevimliye dönebilir.

It can go either way.
İki türlü de gidebilir.

Whenever it likes. It can go wherever it likes.
İstediği yere, istediği zaman gidebilir.

It can go either way.
Her iki yöne de gidebilir.

I know that I asked you to show me how far it can go.
Senden ne kadar ileri gidebileceğini göstermeni istediğimi biliyorum.

It can Go through walls.
Sadece duvarları kullanarak gittik.

And as the corporation reads the market differently, it can go back.
Ve şirket piyasayı farklı okuduğu zaman geri gidebilir.

It can go on for a long time.
Buna uzun süre devam edebilir.

You think it can go faster than the F-86?
Sizce F-86lardan daha hızlı gidebilir mi?

It can go from hot to cold.
Bir anda sıcaktan soğuğa geçebilir.

And it can go wrong sometimes.
Bazen işler ters de gidebilir.

It can go anywhere it likes?
İstediğin yere gidebiliyor mu?

Yes, it can go back that way, too.
Evet, aynı yolla da geri gidebilir.

It can go home after we make a pond.
Biz havuzu yaptıktan sonra evine dönebilir.

It can go on some highways. It's a scooter.
Bazı otoyollara çıkabiliyor. Scooter o.

It can go on some highways. It's a scooter.
Scooter o. Bazı otoyollara çıkabiliyor.

It can go this way, it's so much easier.
Bu şekilde devam edemez, böylesi çok daha kolay.

It can go wherever it likes, whenever it likes.
İstediği yere, istediği zaman gidebilir.

But it can go no further. This is a very amusing coincidence, no doubt.
Hiç şüphesiz bu durum hoş bir tesadüf… ama daha ileri gidemez.