What is the translation of " NOTEBOOK " in Turkish?

• defter
• notebook
• dizüstü
• defteri
• bilgisayar
• not
• defterini
• defterin
• notebooku
• dizüstünü

Examples of using Notebook in English and their translations into Turkish

The notebook, sir.
Bilgisayar, beyefendi.

Whose is that notebook?
O bilgisayar kimin?

Aziz, this notebook is yours. Well done!
Aferin! Aziz, bu dizüstü sizindir!

We will draw in the notebook.
Biz dizüstü çekersiniz.

Aziz, this notebook is yours.
Aziz, bu dizüstü sizindir.

Previously on"Deception"… We found Bishop's notebook.
Bishop in defterini bulduk. Önceden'' Aldatma.

Dude,"The Notebook" 's so gay. All right.
Dostum Notebook son derece homo…- Tamamdır.

Uh… I love"the notebook.
The Notebooku çok beğenmiştim.

Here's your notebook. If you want to write it down.
Eğer onları yazmak istersen, işte senin defterin.

We both saw The Notebook.
İkimiz de Notebook filmini izledik.

She knows only notebook how can she be in the Facebook?
O sadece notebook biliyor, nasıl facebookta olabilir?

I am not watching The Notebook again.
The Notebooku yeniden izlemeyeceğim.

So they wanted the notebook, these people who are framing you.- What notebook?
Sana tuzak kuran insanlar senden not defterini istiyor?

Like a mobile device… Or a notebook computer?
Aynen bir mobil cihaz ya da dizüstü bilgisayar gibi?

However, Google Notebook users could continue to use the service.
Ancak, Google Notebook kullanıcıları hizmeti kullanmaya devam edebilir.

If you want to write it down, here's your notebook.
Eğer onları yazmak istersen, işte senin defterin.

A Young Doctor's Notebook and Other Stories.
A Young Doctors Notebook ve Diğer Hikâyeler 2x01 Çeviren.

Can somebody help me find The Notebook?
The Notebooku bulabilmem için birileri bana yardım edebilir mi?

She gives him"The Notebook." He never makes a move.
Kadın ona Notebook veriyor. Adam hiç hamle yapmıyor.

Think. if I was a creepy therapist? Wthe real notebook.
Düşün. Ben ürkütücü bir terapist olsaydım, gerçek defteri nereye saklardım?

I don't know. All I know is the notebook made him very upset.
Bilmiyorum. Tek bildiğim defterin onu son derece üzdüğü.

Yeah. No word yet on whether or not they found Katya's notebook.
Katyanın defterini bulup bulmadıkları hakkında tek kelime yok. Evet.

So I can use this notebook as a phone simultaneously?
O halde, bu dizüstünü aynı anda bir telefon gibi kullanabilir miyim?

You will be guilty If we can prove that the notebook kills people.
Eğer defterin insanları öldürdüğünü ispatlarsak… suçlu olacaksın.

And… you moved that notebook one-sixteenth of an inch.
Ayrıca… bu dizüstünü santimetrenin…-… on altıda biri kadar oynatmışsınız.

No word yet on whether or not they found Katya's notebook. Yeah.
Katyanın defterini bulup bulmadıkları hakkında tek kelime yok. Evet.

He's trying to get to Katya's notebook before the Feds do. I give up.
Bırakıyorum. Katyanın defterini federallerden önce bulmaya çalışıyor.

He had a supporting role in the famed romantic drama film The Notebook.
Son zamanlarda oynadığı Notebook filmindeki romantik karakterle akıllara kazınmıştı.

Pentium MMX notebook CPUs used a"mobile module" that held the CPU.
Pentium P55C notebook CPUları, CPUları tutan bir“ hareketli modül” kullanıyordu.

But you're always lecturing me about order and method, so I started to keep this notebook.
Sen sürekli düzen ve metot hakkında konuştuğundan not tutmaya başladım.