What is the translation of " PRIMARY SOURCE " in Turkish?

• birincil kaynak
• birincil kaynaktan
• ana kaynaklar

Examples of using Primary source in English and their translations into Turkish

Primary sources Claudian.
Birincil kaynaklar Claudian.

I prefer a primary source.
Birincil kaynağı tercih ederim.

Extracting 325 milligrams of Dimethyltryptamine from a primary source.
Birincil kaynaktan 325 miligram Dimethyltryptamine çıkarılıyor.

They have more primary source material than any library in the world.
Tüm kütüphanelerden daha fazla ana kaynakları var.

They think it's a primary source.
Birincil kaynak olduğunu düşünüyorlar.

They have more primary source material than any library in the world.
Daha fazla birincil kaynak materyali var dünyadaki herhangi bir kütüphaneden daha.

Than any library in the world. They have more primary source material.
Tüm kütüphanelerden daha fazla ana kaynakları var.

They have more primary source material than any library. The Library of Congress.
Meclis Kütüphanesi. Tüm kütüphanelerden daha fazla ana kaynakları var.

The documents are inconsistent and contradictory and there are no primary sources.
Dökümanlar tutarlı değil, çelişkili ve ana kaynaklar yok.

The Library of Congress. They have more primary source material than any library.
Meclis Kütüphanesi. Tüm kütüphanelerden daha fazla ana kaynakları var.

Most of the primary sources treating Photios's life are written by persons hostile to him.
Fotiosun hayatı hakkındaki ana kaynakların çoğu ona düşman kişilerce yazılmıştır.

Technostatic disarray has erased all of your primary source information.
Teknostatik düzensizlik bütün birincil kaynak bilgilerinizi yok etti.

Procopius provides the primary source for the history of Justinian's reign.
Prokopiusun yazmaları, İmparator I. Justinianusun hükümdarlığının ana bilgi kaynaklarıdır.

Than any library in the world. They have more primary source material.
Daha fazla birincil kaynak materyali var dünyadaki herhangi bir kütüphaneden daha.

The primary source of data is the blue prints of the Palomar Observatory Sky Survey POSS.
Verilerin ana kaynağı, Palomar Gözlemevi Gökyüzü Araştırması( POSS) mavi baskılarıdır.

The time is 5:13 P.M., administering 200 milligrams of pure Dimethyltryptamine extracted from the primary source.
Saat 17:13… Birincil kaynaktan 200 miligram Dimethyltryptamine çıkarılıyor.

She started by giving students primary source documents from India, Pakistan, from Britain, and I said.
Eşim derse öğrencilerine Hindistan, Pakistan ve İngiltereden bazı dökümanları ana kaynaklar vererek başladı. Ben'' Vay canına!'' dedim.

Number 19 enhanced Dimethyltryptamine, a combined substance containing extract from the primary source.
Numara geliştirilmiş Dimethyltryptamine birincil kaynaktan çıkarılanı da içeren birleşik bir madde.

The most important primary source is the Almagest, since Ptolemy refers to the work of many of his predecessors Evans 1998, pp. 24.
Kendinden öncekilerin çalışmalarına da yer verdiği için Batlamyusun Almagesti en önemli birincil kaynaktır Evans 1998, pp. 24.

While in the earlier stage, most of their intraregional imports originated in the EU-8 market, by the end of the 10-year period, the SEE market itself had become the primary source.
Başlarda bölge içinde ithalatın ana kaynağı AB-8 pazarı iken, on yılın sonunda Güneydoğu Avrupa pazarının kendisi ana kaynak haline dönüştü.

The Google Play store serves as the primary source of ebooks for reading on Google Play Books.
Yalnızca bir PDF sürümünün bulunduğu kitapların küçük ekranlarda okunması zor olabilir Google Play Store, Google Play Kitaplarda okumak için e-kitapların birincil kaynağı olarak hizmet eder.

Much of the primary source material used by the group comes from Israeli government papers that were newly available as a result of being declassified thirty years after the founding of Israel.
Grubun kullandığı birincil kaynak malzemelerinin büyük bir kısmını, İsrail hükümetine ait ve İsrailin kurulmasından 40 yıl sonra gizliliği kaldırılmış olan belgeler oluşturmaktadır.

The widespread construction of well insulated and sealed homes in the northern industrialized world has led to radon becoming the primary source of background radiation in some localities in northern North America and Europe.
Dünyanın endüstrileşmiş kuzey kesimlerinde( Kuzey Amerika ve Avrupa) bu gibi yapıların yaygınlığı radonu ardalan ışınımının ana kaynağı haline getirmiştir.

In journalism, a primary source can be a person with direct knowledge of a situation, or a document written by such a person.
Gazetecilikte, bir birincil kaynak, durum hakkında dolaysız bilgi sahibi bir kişi veya böyle biri tarafından yazılmış bir belge olabilir.

Edward Hall's Union of the Noble and Illustre Families of Lancaster and York(1548), which was then in turn used as a reference by Raphael Holinshed and his collaborators who wrote the Chronicles of England, Scotland and Wales(2nd edition, 1587), which was Shakespeare's primary source for his history plays.
VI. Henry Bölüm 3 oyunu için Shakespearein ana kaynak olarak şu iki tarih eserini kullandığı bildirilmektedir: Edmund Hall( 1548), The Union of the Two Noble and Illustre Families of Lancaster and York ve Raphael Holinshed,( 1. ed: 1577, 2. ed: 1587) Chronicles of England, Scotland and Ireland.

More than 50 individual collections of primary source material, including diaries, maps, correspondence, photos, ephemera, printed materials, and a film.
Günlükler, haritalar, yazışmalar, fotoğraflar, ephemera, basılı materyaller ve bir film dahil olmak üzere 50den fazla birincil kaynak materyali bulunur.

Nevertheless, Sharia remains the primary source of law, especially in areas such as criminal, family, commercial and contract law, and the Qur'an and the Sunnah are declared to be the country's constitution.
Buna rağmen Şeriat, özellikle ceza hukuku, aile hukuku, ticaret hukuku ve kontrat hukuku gibi dallarda hukukun ana kaynağını oluşturmaktadır, ve Kuran ile Sünnet ülkenin anayasası olarak ilan edilmiştir.

I actually went and sat in on her class. She started by giving students primary source documents from India, Pakistan, from Britain, and I said,"Wow." Then she asked them to separate fact from bias.
Gittim ve eşimin dersine girdim Eşim derse öğrencilerine Hindistan, Pakistan ve İngiltereden bazı dökümanları ana kaynaklar vererek başladı. Ben'' Vay canına!'' dedim Sonrasında onlara önyargı ile gerçeği nasıl ayırt edeceklerini sordu.

For example, a memoir would be considered a primary source in research concerning its author or about his or her friends characterized within it, but the same memoir would be a secondary source if it were used to examine the culture in which its author lived.
Örneğin, bir hatırat, yazarı veya yazarın arkadaşları hakkında yapılan bir çalışmada birincil kaynak olarak değerlendirilebileceği gibi aynı hatırat yazarın yaşadığı kültürü araştırmak istendiğinde ikincil kaynak olarak da kullanılabilir.

In the study of history as an academic discipline, a primary source(also called an original source) is an artifact, document, diary, manuscript, autobiography, recording, or any other source of information that was created at the time under study.
Akademik disiplin olarak tarih çalışmalarında birincil kaynak( orijinal kaynak olarak da bilinir) bir arkeolojik eser, belge, günlük, el yazması, otobiyografi, kayıt veya çalışılan zamanda üretilmiş bir bilgi kaynağıdır..