What is the translation of " WE CAN'T FIND A WAY " in Turkish?

• bir yolunu bulamazsak
• bir yol bulamazsak

Examples of using We can't find a way in English and their translations into Turkish

What if we can't find a way back.
Bir yol bulamazsak? Geri dönmek için.

Then next time… maybe nobody gets saved. But if we can't find a way to live with that.
Ama bununla başa çıkmanın yolunu bulamazsak… bir dahaki sefere… kimseyi kurtaramayabiliriz.

What if we can't find a way back?
Geri dönmek için, bir yol bulamazsak?

Then something has to change. with me as your boss, If we can't find a way to work together.
Patronun olarak çalışmam için bir yol bulamazsak bir şeyler değişmek zorunda.

If we can't find a way to save you, you're both gonna die.
Eğer seni kurtarmanın bir yolunu bulamazsak, ikiniz de öleceksiniz.

You're both gonna die. If we can't find a way to save you.
Eğer seni kurtarmanın bir yolunu bulamazsak, ikiniz de öleceksiniz.

If we can't find a way to stabilize it, we're going to lose it.
Stabilize edebilmenin bir yolunu bulamazsak, onu kaybedeceğiz.

We're working on it. But if we can't find a way to push back the execution.
Ama eğer idami ertelemenin bir yolunu bulamazsak Bulmaya çalişiyoruz.

If we can't find a way to stop them they will tear the ship apart.
Eğer bunu durdurmanın bir yolunu bulamazsak gemi parçalanacak.

Maybe nobody gets saved. But if we can't find a way to live with that… next time.
Ama bununla başa çıkmanın yolunu bulamazsak… bir dahaki sefere… kimseyi kurtaramayabiliriz.

If we can't find a way to work together with me as your boss, then something has to change.
Patronun olarak çalışmam için bir yol bulamazsak bir şeyler değişmek zorunda.

Maybe nobody gets saved. But if we can't find a way to live with that… then next time.
Ama bununla başa çıkmanın yolunu bulamazsak… bir dahaki sefere… kimseyi kurtaramayabiliriz.

If we can't find a way to work together with me as your boss, then something has to change.
Bir şeylerin değişmesi gerekecek. Patronun olarak benimle birlikte çalışmanın bir yolunu bulamazsak.

Then something has to change. If we can't find a way to work together with me as your boss.
Patronun olarak çalışmam için bir yol bulamazsak bir şeyler değişmek zorunda.

We have the most powerful weapon we have had against demons and we can't find a way to use it.
Şeytanlara karşı en güçlü silaha sahibiz ve onu kullanmanın bir yolunu bulamıyoruz.

Then next time… But if we can't find a way to live with that… maybe nobody gets saved.
Ama bununla başa çıkmanın yolunu bulamazsak… bir dahaki sefere… kimseyi kurtaramayabiliriz.

Then something has to change. with me as your boss, If we can't find a way to work together.
Bir şeylerin değişmesi gerekecek. Patronun olarak benimle birlikte çalışmanın bir yolunu bulamazsak.

But if we can't find a way to push back the execution, then in 30 days it won't matter anymore.
Ama eğer idamı ertelemenin bir yolunu bulamazsak 30 gün sonra hiçbir anlamı kalmayacak.

Then next time… maybe nobody gets saved. But if we can't find a way to live with that.
Bir dahaki sefere Ama bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak belki de kimse kurtarılamayabilir.

But if we can't find a way to live with that then next time… maybe nobody gets saved.
Bir dahaki sefere Ama bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak belki de kimse kurtarılamayabilir.

It's imperative we prevent it from being mass-produced. If we can't find a way to fight this thing.
Eğer bu şeyle savaşacak bir yol bulamazsak… onun topluca üretilmesini engellemek bizim için bir zorunluluk.

Then next time… But if we can't find a way to live with that… maybe nobody gets saved.
Bir dahaki sefere Ama bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak belki de kimse kurtarılamayabilir.

Next time… maybe nobody can be saved. Sometimes that doesn't mean everybody, but, if we can't find a way to live with that.
Bazen bu herkes demek olmuyor… ama, bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak… sonraki sefere… kurtaracak kimse olmayabilir.

Then something has to change. If we can't find a way to work together with me as your boss.
Bir şeylerin değişmesi gerekecek. Patronun olarak benimle birlikte çalışmanın bir yolunu bulamazsak.

If we can't find a way to fight this thing, it's imperative we prevent it from being mass-produced.
Eğer bu şeyle savaşacak bir yol bulamazsak… onun topluca üretilmesini engellemek bizim için bir zorunluluk.

Sometimes that doesn't mean everybody, but, if we can't find a way to live with that, Next time… maybe nobody can be saved.
Bazen bu herkes demek olmuyor ama, bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak sonraki sefere kurtaracak kimse olmayabilir.

But, if we can't find a way to live with that, Next time… Sometimes that doesn't mean everybody, maybe nobody can be saved.
Bazen bu herkes demek olmuyor… ama, bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak… sonraki sefere… kurtaracak kimse olmayabilir.

Maybe nobody can be saved. but, if we can't find a way to live with that, Next time… Sometimes that doesn't mean everybody.
Bazen bu herkes demek olmuyor… ama, bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak… sonraki sefere… kurtaracak kimse olmayabilir.

But, if we can't find a way to live with that, maybe nobody can be saved. Sometimes that doesn't mean everybody, Next time.
Bazen bu herkes demek olmuyor… ama, bununla yaşamanın bir yolunu bulamazsak… sonraki sefere… kurtaracak kimse olmayabilir.

To see whether we couldn't find a way.
Bir yol bulabilir miyiz, görmek istiyorum.