ÜNIVERSITEYE GITME Meaning in English - translations and usage examples

• going to college
• go to college
• on going to university
• we're leaving for college
• of getting into college

Examples of using Üniversiteye gitme in Turkish and their translations into English

Üniversiteye gitme şerefine.
In honor of your going to college.

Sevişme ve üniversiteye gitme.
As i feel about going to college.

Üniversiteye gitme ihtiyacı hissetmemiştim.
I didn't feel a need to go to college.

Onunla, birlikte üniversiteye gitme planlarımız vardı.
We made plans to go to college together, and.

Üniversiteye gitme hayalleri ve de bilim insanı olma.
Dreams of going to college and becoming a scientist.

Evet. Carsonın üniversiteye gitme şansı çok az.
Carson's chances of going to college are too low. Yeah.

Üniversiteye gitme yerine iş dünyasına girdi.
He entered the business world instead of going on to college.

Şartlar nedeniyle, üniversiteye gitme düşüncesinden vazgeçtim.
Due to circumstances, I gave up the idea of going to university.

Üniversiteye gitme nedenim ne ki gerçekten? Bu konuyu daha önce hiç düşünmemiştim.
I have never thought about why we should go to college.

Üstelik, geri dönsek üniversiteye gitme şansım olur mu sanıyorsun?
Besides, you think I even have a chance… of getting into college backthere?

Üniversiteye gitme planı yaptın ve o plana bağlı kalıyorsun.
You made a plan to go to college, and you're sticking to that plan.

Bir yıldır müracaat bile edemiyorum ve üniversiteye gitme konusunda şimdiden heyecanlandım.
I can't apply for a year, and I'm psyched about going to college.

Hayır üniversiteye gitme fikrinden vazgeçmedim.
I have not given up on going to university.

Bir yıldır müracaat bile edemiyorum ve üniversiteye gitme konusunda… şimdiden heyecanlandım.
And I'm psyched about going to college. I can't apply for a year.

Bebek, üniversiteye gitme şansımı azaltacak.
A baby's gonna hurt my chance of going to college.

Carsonın üniversiteye gitme şansı çok az.
Carson's chances of going to college are too low.

Üniversiteye gitme fırsatım olursa kesinlikle burada rehin olacağım.
And if I ever get around to going to college, I will definitely pledge here.

Konor Hayır üniversiteye gitme fikrinden vazgeçmedim.
I have not given up on going to university.

Bebek, üniversiteye gitme şansımı azaltacak.
A baby's going to hurt my chance of going to college.

Evet. Carsonın üniversiteye gitme ihtimali çok düşük.
Yeah. Carson's chances of going to college are too low.

Evet. Üniversiteye gitme zamanımızın geldiğine inanamıyorum.
Yeah. I can't believe we're leaving for college already.

Evet. Carsonın üniversiteye gitme ihtimali çok düşük.
Carson's chances of going to college are too low. Yeah.

Evet. Üniversiteye gitme zamanımızın geldiğine inanamıyorum.
I can't believe we're leaving for college already. Yeah.

Sanırım üniversiteye gitme nedenim sizsiniz.
And I think I went to college because of you.

Cam, üniversiteye gitme konusunda bile emin olmadığını söyledi.
Cam said he's not sure he even wanted to go to college.

Carsonın üniversiteye gitme şansı çok az. Evet.
Yeah. Carson's chances of going to college are too low.

Ben üniversiteye gitme şansımı kaçırmak istemiyorum.
I don't want to miss out on the chance to go to college.

Emily ile üniversiteye gitme konusunu konuştunuz mu?
Did you talk to Emily about going off to college?

Bakın, ailede üniversiteye gitme şansı olan bir tek ben varım.
Look, I'm the only one in my family With the opportunity to go to college.

Bazı elektrikçiler üniversiteye gitme yerine çıraklık sistemi içinde mesleklerini öğrenirler.
Some electricians learn their trade within an apprenticeship system instead of going to college.