BEN GITMEYECEĞIM Meaning in English - translations and usage examples

• i'm not going
• i will not go
• i'm not leaving
• i won't leave
• i won't go

Examples of using Ben gitmeyeceğim in Turkish and their translations into English

Ben gitmeyeceğim.
I will not go.

Hayır, ben gitmeyeceğim.
Mm. No, I'm not leaving.

Ben gitmeyeceğim.
I am not going.

Buffaloya. Ben gitmeyeceğim.
I'm not going. to buffalo.

Ben gitmeyeceğim.
I'm not leaving.

Buffaloya. Ben gitmeyeceğim.
To Buffalo. I'm not going.

Ben gitmeyeceğim, bundan eminim.
I'm not going, and that's for sure.

Hadi geri dönelim. Ben gitmeyeceğim.
I won't go. Let's get back.

Ama ben gitmeyeceğim.
Well, I will not go.

Hadi geri dönelim. Ben gitmeyeceğim.
Let's get back. I won't go.

Ama ben gitmeyeceğim.
But I'm not going anymore.

Nedenini öğrenmeden ben gitmeyeceğim.
I won't leave without knowing the reason.

İlk ben gitmeyeceğim!
I'm not going first!

Sen işini bitirene kadar, ben gitmeyeceğim.
I won't leave until you make it work.

Ben gitmeyeceğim. Sen gideceksin.
I will not go. You will go..

Sen gideceksin. Ben gitmeyeceğim.
You will go. I will not go.

Ben gitmeyeceğim, Mabuna gidecek.
I will not go, Mabuna will go..

Siz gidin ama ben gitmeyeceğim!
Go ahead and go, but I won't go!

Ben gitmeyeceğim Muniya, ciddiyim.
I won't leave Muniya, I mean it.

Sen ne istersen yap, ama ben gitmeyeceğim.
You do whatever you want, but I'm not going.

Ben gitmeyeceğim. Ailen yüzünden mi?
I'm not going to defect. Because of your parents?

Gitmiyor musun? Ben gitmeyeceğim.
You're not going? I'm not going.

Ben gitmeyeceğim. Ailen yüzünden mi?
Because of your parents? I'm not going to defect?

Ben… Ben sadece, şey… Ben gitmeyeceğim.
I just, uh, well… I am… I'm not leaving.

Ben gitmeyeceğim Bay Şapka ve konu kapanmıştır!
I'm not going, Mr. Hat, and that's final!

Siz gitmek isterseniz, gidin. Ben gitmeyeceğim.
If you want to go, fine. And I'm not leaving here.

Ben gitmeyeceğim. Biliyor musun bu kulağa biraz garip geliyor.
You know that's a really odd sound.- I will not go.

Seni gururla götürürdüm tatlım, ama ben gitmeyeceğim.
I would take you proudly, my darling, but I'm not going.

Ben gitmeyeceğim ama senin gitmek istemen güzel bence.
I'm not going, but I do think it's nice you want to.

Eğer Wes benimle gelmek için izin vermeyin, ben gitmeyeceğim.
You won't let me leave with Wes, and I'm not leaving without him.