CANSIZ Meaning in English - translations and usage examples

• lifeless
• inanimate
• non-living
• at the hab
• without life
• listless
• of lackluster
• languid
• cansız

Examples of using Cansız in Turkish and their translations into English

Cansız bebeği aldı.
He grabs the inert baby.

Melankoli'' çok cansız.
Melancholy"too languid.

Cansız bedenler mi? Nasıl yani?
Dead bodies? What do you mean?

Ama Eddie çok cansız.
Eddie's been acting so listless.

Nasıl yani? Cansız bedenler mi?
What do you mean? Dead bodies?

Bazen cansız vücutları nehrin üzerinde yüzerken görürdüm.
Sometimes, I saw dead bodies floating down the river.

Tabii senin uçan cansız bedenini.
AND YOUR LIFELESS BODY FLYING THROUGH THE AIR.

Biraz cansız. Bu tepsi altlığı.
That's the tray liner. It's kind of lackluster.

Maluku dilsiz, beni ise cansız bacaklarla.
Malluch without a tongue, and I without life in my legs.

Biraz cansız. Bu tepsi altlığı.
It's kind of lackluster. That's the tray liner.

Çocuklara bayılıyorum ama kendimi hâlâ kaybolmuş, cansız hissediyorum.
I love the kids, but still I feel lost, listless.

Bir parça cansız mineral bulmuş.
He found a piece of abiotic mineral.

Cansız bedenler ve gerçekten kötü ruhlar da gömüldü oraya.
Dead bodies and realllllly bad spirits are buried there.

Ve partilerse cansız bedenlerle sonlanıyor.
And parties end with dead bodies.

Ne? Cansız hevesini takdir etmem mi gerekiyordu?
What, am I supposed to be, uh… appreciative of your lackluster enthusiasm?

Bu büyü sadece cansız şeyleri geri getiriyor.
This spell only retrieves non-living things.

Sana cansız eşya gibi davrandığım için kendini kötü mü hissediyorsun?
You're not feeling good because I treat you as an non-living object?

Yanaklarını bu kadar çirkin ve cansız görmemiştim… döndüğün günden beri.
I haven't seen your cheeks so flushed and alive since the day you turned.

Umarım'' cansız'' kelimesini fazla kullanmamıştır.
I hope she didn't overuse the word,"lackluster.

Bir insana nasıl cansız eşya muamelesi yapabilirsiniz?
How can you treat a person as an non-living object?

Uribenin cansız bedenini tutarken, son sözleriyle umudum tekrar canlandı.
As I held Uribe's body, my hope returned at his final words.

En az canlılar kadar cansız varlıklardan da sakın.- Zamanla olur.
It comes with time. Beware of living as well as non-living things.

Bu cansız hava tıpkı Ryudou Tapınağındaki ölüm havasıyla aynı.
That staIeness is the same as in that cave. It is the stagnant smell of death.

Verilmesini mi''? Cansız bir nesne hakkında konuşuyor gibisiniz.
You sound like you're talking about some inanimate object.

Onlar cansız, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.
Dead, without life they are, and do not know when they will be raised.

Biyolojik yaşam formlarının… cansız nesnelere insani nitelikler atfetme tutkusu çok mantıksız.
The penchant for biological life-forms to anthropomorphize inanimate objects is irrational.

Onlar cansız, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.
They are dead, not living; nor do they know when they will be raised to life.

Biyolojik yaşam formlarının… cansız nesnelere insani nitelikler atfetme tutkusu çok mantıksız.
To anthropomorphize inanimate objects is irrational. The penchant for biological life-forms.

Onlar cansız kayalar kusursuz yörüngelerini bulup, ona sadık kalabilirler.
They are dead rock… so they find their perfect orbit and stick to it.

Verilmesini mi''? Cansız bir nesne hakkında konuşuyor gibisiniz.
Given"? You sound like you're talking about some inanimate object.