EĞLENCELI Meaning in English - translations and usage examples

• fun
• funny
• amusing
• entertaining
• enjoyable
• hilarious
• funniest
• funnier
• amused

Examples of using Eğlenceli in Turkish and their translations into English

Eğlenceli görünüyorsun.
You look amused.

Oğlum için eğlenceli değil bu.
My son is not amused.

Eğlenceli. Sessiz olun dedim!
I said quiet! Mm-hmm, funnier.

Gördüğün en eğlenceli şey!
The funniest thing you have ever seen!

Çok eğlenceli, değil mi?
Very amused, right?

Evet, yargıç hiç eğlenceli değildi.
Yeah, the judge was not amused.

Eğlenceli. Bu seferde ateşli silahlar.
Firearms this time. Hilarious.

Dünyadaki en eğlenceli kelime Oy.
Oy' is the funniest word in the entire world.

Eğlenceli. Bu seferde ateşli silahlar.
Hilarious. Firearms this time.

Ray Holt kadar eğlenceli biri daha yoktur.
There's no one funnier than Ray Holt.

Burada çalışmak olmuştu. En eğlenceli işim.
The most enjoyable job I ever had, was, working here.

Ne daha eğlenceli olurdu biliyor musun?
You know what would be even funnier?

Korkmuyorum. Aslında, bu durumu daha çok eğlenceli buluyorum.
In fact, I find this Rather enjoyable. I'm not afraid.

Çok eğlenceli. Sex, uyuşturucu ve rockn roll.
Very amusing. Sex and drugs and rock'n' roll.

Onlar yaşayan en eğlenceli adamlardı!
They're like the funniest men who ever lived!

En eğlenceli işim, burada çalışmak olmuştu.
The most enjoyable job I ever had, was, working here.

Korkmuyorum. Aslında, bu durumu daha çok eğlenceli buluyorum.
I'm not afraid. In fact, I find this rather enjoyable.

Eğlenceli olacak.- Dün gece hiç uyuyamadım.
I couldn't sleep at all last night. It will be funnier.

Gelmiş geçmiş en eğlenceli yatıya kalma olayı bu olacak.
This is gonna be the funniest sleepover ever.

Eğlenceli olacak.- Dün gece hiç uyuyamadım.
It will be funnier. I couldn't sleep at all last night.

Seni bir süreliğine eğlenceli buldular. Bu şehrin insanları.
And they found you amusing for a while, the people of this city.

Eğlenceli insandır. Amcam Bumi de dünyadaki en.
In the world. And Uncle Bumi is, like, the funniest person.

Çok tatlıdır, zekidir eğlenceli, tanışmak isteyebileceğin türden bir kızdır.
And besides that, she is the sweetest, smartest funniest girl you could hope to meet.

Eğlenceli, otelin valiz odasından valiz çalmak.
Hilarious, but stealing a suitcase from the luggage room at the hotel, now.

Sanırım ben size bu eğlenceli internet videosunu göstermeyi bekleyemiyorum.
Well, the thing is, I can't wait to show you this hilarious Internet video.

Hala eğlenceli, ben aslında bir iş sahibi, olduğumu görüyorum.
Funnier still, i actually seemed to have got the job.

Diğerleri çeşitli, eğlenceli maskaralıklar bulduğunda, benim tek becerebildiğim buydu!
When others found various antics hilarious, all I could manage was this!

Ne kadar eğlenceli olduğunu, Ewoksun duvarlarına döktüklerini?
How hilarious it was when he dumped his blocks on his Ewoks?

Hatta eğlenceli. Bu işi sonsuza kadar aydınlatıcı bulmuşumdur.
I used to find this job eternally enlightening, even enjoyable.

Bunu çok eğlenceli bulmasaydım, ondan daha önceden ayrılırdım.
I would have broken up with her sooner if I didn't find it so hilarious.