KÖKLER Meaning in English - translations and usage examples

• roots
• root
• stems

Examples of using Kökler in Turkish and their translations into English

Bütün şeytanca kökler.
Root of all evil.

Lotus kökler ve zambak.
Lotus root, lily.

İçinde güçlü kökler var.
Inside you have strong root.

Bu kökler, Nesin sen?
What are you? These roots.

Çünkü kökler güçlü.
Because the root is strong.

Kökler. Ailesi olmayan bir kadına güvenmem.
Roots. I don't trust a woman with no family.

Çünkü kökler çok önemlidir.
Because roots are important.

O hikayeler içimde derin kökler saldi.
And those tales have taken root deep inside of me.

Çünkü kökler önemlidir. Hayır, niye?
Because roots are important. No, why?

Waw, büyük beyin ve sarsıcı yuhalamalar ve kökler?
Wow, big brain and rockin' hoots and stems?

Kökler. Ailesi olmayan bir kadına güvenmem.
I don't trust a woman with no family.- Roots.

Evi bitkiler, kökler, tıbbi şeylerle dolu.
Her house was full of herbs, roots, medicinal stuff.

Yolda bir lokma bir şey yoktu, sadece kökler ve dallar.
There's been no huntin' on the road, just cress and roots.

Dallar havaya, kökler yerin altına doğru büyür!
Branches grow in the air, roots grow under the ground!

Biliyor musunuz burada çok ilginç şeyler var. Kökler, çalılar.
You know, I fell and found strange things here- roots, bushes.

Ağaçlar çiziyorsun, kökler falan… üstüne isim yazıyorsun.
Draw a tree and roots and branches… put the names.

Kökler için keçi gibi toprağı eşelediğine göre aç olmalısın.
You must be hungry, stumbling along, grubbing for roots like a goat.

Geçen yaz, Bucky ile birlikte, kökler için kazıyorduk.
Last summer, I was digging for roots with Bucky.

Bamya, ot, kökler, köle bölgelerinde yetiştirebileceğimiz ve ekebileceğimiz herşey.
Whatever we could grow or dig up behind slave quarters. Okra, weeds, roots.

Geçen yaz, Bucky ile birlikte, kökler için kazıyorduk.
For roots with Bucky-- Last summer, I was digging.

Bamya, ot, kökler, köle bölgelerinde yetiştirebileceğimiz ve ekebileceğimiz herşey.
Okra, weeds, roots, whatever we could grow or dig up behind slave quarters.

Ve öğrendiğim her şeyi Kökler adlı bir kitapta topladım.
And those things that I learned, I wrote in a book called Roots.

Köle bölgelerinde yetiştirebileceğimiz ve ekebileceğimiz herşey. Bamya, ot, kökler.
Whatever we could grow or dig up behind slave quarters. Okra, weeds, roots.

Koloni, bitkiler, kökler, çimen… hepsi yerin dibine gömüldü.
Warren, herbs, roots, grass… all pushed into the earth.

Azıdişleri tamamen çıkmamış ve kökler tam gelişmemiş.
Their molars have not completely emerged and root development is incomplete.

Bazı doğal bitkiler, kökler ve diğer maddeler vampirler için zararlıdır.
Certain natural herbs And roots and other elements Are just harmful to vampires.

Dongrialılar sadece Niyamgirinin sağladığı tatlı kökler ve meyveleri yemezler.
The Dongria don't just eat the fruit and sweet roots that Niyamgiri provides.

Köle bölgelerinde yetiştirebileceğimiz ve ekebileceğimiz herşey. Bamya, ot, kökler.
Okra, weeds, roots, whatever we could grow or dig up behind slave quarters.

Tıbbi bir hazine olabilir. Bu kökler ve toprak kültürleri.
These, uh, roots and soil cultures can be a medical treasure house.

Geçen yaz, Bucky ile birlikte, kökler için kazıyorduk.
Last summer, I was digging for roots with Bucky… Enough with the stories.