KÜÇÜK BIR RESTORAN Meaning in English - translations and usage examples

• little restaurant
• a small restaurant

Examples of using Küçük bir restoran in Turkish and their translations into English

Burası küçük bir restoran.
It's a small restaurant.

Küçük bir restoran işletiyorum.
I run a small restaurant.

Bildiğim küçük bir restoran var.
There's this little restaurant I know.

Küçük bir restoran açmak istiyorum.
I would like to open up a little restaurant.

En yüksekte, küçük bir restoran vardır.
On top, there is a small restaurant.

Küçük bir restoran açarım. Ben de birikmiş paramla.
And I have enough money to start a small restaurant of my own.

Pastafari adında küçük bir restoran var.
A little restaurant called Pastafari.

Küçük bir restoran olduğu hâlde yapacak çok şey var.
Even though it's a small restaurant, there's a lot left to do.

Aşağıda çok güzel, küçük bir restoran var.
There's a very nice little restaurant down.

Tokyoda, küçük bir restoran açtı.
In Tokyo, Tokuichi opened a little eatery.

Ooh, büyüdüğüm mahallenin yakınında küçük bir restoran var.
Oh, I know this nice little restaurant near the place I grew up.

Küçük bir restoran olsa da işletme yönetmek zor iş.
Running a business is no joke. Even though it's just a small restaurant.

Saint Croixde mükemmel küçük bir restoran var.
There's a wonderful little bistro in Saint Croix.

Küçük bir restoran açtı. Jama Camiinin yanında Karimin Yeri adında.
He opened a small restaurant near the Jama Masjid Mosque, which is called Karim's.

Burada yakın harika küçük bir restoran biliyorum.
Hey… I know a great little restaurant right near here.

Küçük bir restoran açtı. Jama Camiinin yanında Karimin Yeri adında.
Which is called Karim's. he opened a small restaurant near the Jama Masjid Mosque.

Dinliyorum. En yüksekte, küçük bir restoran vardır.
I'm listening. Up on top of that, there is a small restaurant.

Yanında küçük bir restoran göreceksiniz… Kavşaktaki sandviç dükkânının.
By the sandwich shop at the intersection, you will see a small restaurant… Right around the corner.

Bak ne diyeceğim. Burada yakın harika küçük bir restoran biliyorum.
So, hey… I know a great little restaurant right near here.

Ve benim kendi başıma küçük bir restoran… açmak için yeterince param var.
And I have enough money to start a small restaurant of my own.

Ooh, büyüdüğüm mahallenin yakınında küçük bir restoran var.
Ooh, there's a nice little restaurant near the place where I grew up.

Bistro, orijinal Paris enkarnasyonunda küçük bir restoran olup, mütevazı bir ortamda orta fiyatlı basit yemekler sunmaktadır.
A bistro or bistrot/ˈbiːstroʊ/, is, in its original Parisian incarnation, a small restaurant, serving moderately priced simple meals in a modest setting with alcohol.

Şimdi rica etsem, köşede sessiz küçük bir restoran var.
There's a quiet little restaurant around the corner, Now if I may suggest.

Ona rezervasyon kabul etmeyen küçük bir restoran bildiğimi söylerim.
I will tell her I know this great little restaurant that doesn't take reservations.

Burada köşede adı Nancys olan bir yer var. Küçük bir restoran.
There's a place around the corner from here called Nancy's… a little diner.

Ooh, büyüdüğüm mahallenin yakınında küçük bir restoran var.- Sen araba kullanıyorsun.
You're driving. Oh, I know this nice little restaurant near the place I grew up.

Şimdi rica etsem, köşede sessiz küçük bir restoran var.
Now if I may suggest, there's a quiet little restaurant around the corner.

Yolun karşısında çizgili tentesi olan… küçük bir restoran var hani.
You know the little restaurant with the striped awning… serves arancinos.

Yolun karşısında çizgili tentesi olan… küçük bir restoran var hani.
Serves arrancino. You know the little restaurant with the striped awning.

Yolun karşısında çizgili tentesi olan… küçük bir restoran var hani.
Know the little restaurant with the striped awning across the way… serves arrancinos.