Examples of using Kekleri in Turkish and their translations into English
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
-
Programming
Meyveli kekleri seviyorum.
Kekleri alabilir miyim, lütfen?
O zaman kekleri bana ver.
Kekleri severim. Kekler, kekler.
Yabanmersinli kekleri sever.
Combinations with other parts of speech
Usage with adjectives
Usage with verbs
Bu kekleri kabul etmeden önce.
Bilgisayarın üstüne bıraktığım kekleri beğendin mi?
Belki de kekleri yemeliyiz.
Kekleri satmak isteyip istemediğini sormam gerekirdi.
Ama umarım kekleri sevmişsindir.
Bu kekleri, ilk günlerin hatırına, kendim yaptım.
Ve şimdi bozuk kekleri taze diye sunacağım.
Kekleri buraya koyalım, belki fikrini değiştirirsin.
Cooky, mutfağa git ve kalan kekleri de getir.
Meyveli kekleri getirdin mi?
Ve getirmeni söylediğim yengeç kekleri nereye koydun?
Evet, bu kekleri her zaman yerim.
Ben de üzerime düşeni yapıp seni kekleri yapmakla görevlendirdim.
Andynin kekleri onlar.- Hayır dostum.
Çocuk odasındaki tepsileri topla, puding için kekleri hazırla.
Pozitiflik kekleri yaptım. Merhaba. -Babacığım!
Önceden; hâlâ şeker bulabilirken… ampan ve kasutera kekleri satardık.
Bunlar ruh kekleri, yani sana kilo aldırmaz.
Geçen ay Bud Meeks şu kekleri çaldığında, sen ne yaptın?
Garynin kekleri sayesinde gece uyuşturucu hattındaki Judyle konuştum.
Bugünün spesyalleri Maryland yengeç kekleri… Creole karides yahnisi ve kızarmış yayın balığı.
Qing balık kekleri, Qing krepleri, Qing erişteleri.
Bunlar Dodger kekleri oysa Padres kekleri olmalıydılar.
Keyfi atıştırmalık kekleri içeren minik bir kriz vardı. Koruma komitesinde.
Cehennemdeki insanların Eskimo kekleri yediğini göreyim Lonzo Choat beni o zaman bir yerlere bıraksın.