KEKLERINI Meaning in English - translations and usage examples

• cakes
• cupcakes
• muffins
• cake

Examples of using Keklerini in Turkish and their translations into English

Ben senin keklerini seviyorum.
I love your muffins.

Ben çayı yaptım ve Brian Jaffa keklerini getirecek.
And Brian's getting the Jaffa cakes.

Pirinç keklerini unutmuşum.
I forgot the rice cakes.

Ben çayı yaptım ve Brian Jaffa keklerini getirecek.
I made the tea and Brian's getting the Jaffa Cakes.

Babamın keklerini satacağım!
So… I'm selling Dad's cupcakes!

Ancak muz çikolatalı doğum günü keklerini yaptım.
But I did make birthday banana chocolate chip muffins.

Celia, keklerini getirdin mi?
Celia, did you bring your muffins?

Annem bu geçmiş olsun keklerini gönderdi.
My mom asked me to bring you these get-well muffins.

Çamur keklerini linoda bırakıyorum.
I leave mud cakes on the lino.

Nasılsın? Gina, Drakein kahveli keklerini bilir misin?
How are you? Gina, do you know Drake's Coffee Cake?

Hey, hey, keklerini al mıyor musun?
Hey, hey, aren't you taking your cupcakes?

Geri döndüğünde palavracı gelinin keklerini konuşuruz.
When you come back, we have to discuss the B.S. Bride's cake.

Artık çiş kabı keklerini toplama işim bile yok.
I can't even keep a job collecting urinal cakes.

Harika bir şef müşterilerine kendi keklerini süsletmez.
A great chef does not have the client decorate his own cupcakes.

O kadar yıl keklerini seviyor gibi davranmamdan sonra.
I-I-I--all those years, I pretended to love those bundt cakes.

Anladığım kadarıyla Drakein kahveli keklerini de sevmiyor.
And all indications are he does not like Drake's Coffee Cake.

O insanlardan keklerini almak ve onları yemek de istiyorsun.
You're a person that wants to have their cake and eat it, too.

Maxim akıllıdır, Maxim en iyidir, Maximin keklerini yemiyen enayidir.
Maxim is good, Maxim is great, Maxim's cakes are amazing.

Onlara pirinç keklerini verdiğimde kızımın avukat olduğunu söyledim.
I told them my daughter is a lawyer when I gave the rice cakes out.

Bir gün baba bütün pirinç keklerini satmış ve eve gelmiş.
One day Dad sold all the rice cakes and he came home.

Baba pirinç keklerini satmak için uğraşırken iki kardeş onu evde bekliyormuş.
While Dad tried hard to sell rice cakes the two sisters waited for him at home.

Gina, Drakein kahveli keklerini bilir misin?
Gina, do you know Drake's Coffee Cake?

Maxim akıllıdır, Maxim en iyidir, Maximin keklerini yemiyen enayidir.
Maxim's smart, Maxim's best, Maxim's cakes beat the rest.

Gina, Drakein kahveli keklerini bilir misin? Nasılsın?
How are you? Gina, do you know Drake's Coffee Cake?

Katladığınız peçetelere sipariş ettiğim yengeç keklerini yiyen insanlar tarafından sorgulanmayacağım.
By people eating crab cakes that I ordered I will not be questioned on napkins I folded.

Northforkun iyi insanları keklerini alıp onu yiyebilecekler de.
The good people of Northfork will be able to have their cake and eat it, too.

Katladığınız peçetelere sipariş ettiğim yengeç keklerini yiyen insanlar tarafından sorgulanmayacağım.
On napkins I folded. by people eating crab cakes that I ordered I will not be questioned.

Evden sadece bu pirinç keklerini ve şarabı getirdim.
Are all I brought from home. These rice cakes and wine.

Evden sadece bu pirinç keklerini ve şarabı getirdim.
These rice cakes and raw sake are all I brought from home.

Katladığınız peçetelere sipariş ettiğim yengeç keklerini yiyen insanlar tarafından sorgulanmayacağım.
On napkins I folded. I will not be questioned by people eating crab cakes that I ordered.