Примери за използване на Şiddetlendi на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Phoenix, fırtına şiddetlendi.
Sonra bir fırtına şiddetlendi, ve Balajeet Roy u süpürdü.
Ama ona olan duygularım şiddetlendi.
Saldırıyı şiddetlendireceğim Üstad.
İlacı bıraktın ama başağrıların şiddetlendi.
Hislerim aniden şiddetlendi. Kendimi çok… harika hissediyorum.
Gece acı daha da şiddetlendi.
Evet, bu gelenekte patlamayı şiddetlendirmek için balkabaklarını sıvı nitrojene bandırmak da var.
Oligarklar arasında kavga şiddetlendi.
Zaman Savaşı şiddetlendi, küçük türler yok oldu. Yüksek yaşam formları ise tahrip oldu.
İkinci çağda tanrılar arasındaki savaş şiddetlendi.
Oraya gittiğinde yangının şiddetlendiğini söylemiştin değil mi?
Whitneyi bıraktıktan sonra geri dönerken rüzgar şiddetlendi.
Kıtlık öyle şiddetlendi ki, hiçbir ülkede yiyecek bulunmaz oldu. Mısır ve Kenan ülkeleri kıtlıktan kırılıyordu.
Ancak bu hastalıklar saçkıranın nedeni değil, şiddetlendiren faktörlerdir.
Hamilton geçen sene öldü,ve teselli etmek için ona ulaştım ve arkadaşlığımız şiddetlendi.
Dördüncü ayın dokuzuncu günü kentte kıtlık öyle şiddetlendi ki, halk bir lokma ekmek bulamaz oldu.
Libyada Kaddafi kuvvetleri ile isyancılar arasındaki çatışmalar şiddetlendi.
Savaş o gün şiddetlendi. Arabasında Aramlılara karşı akşama kadar dayanan İsrail Kralı gün batımında öldü.
Bosna-Hersekte( BH) devlet düzeyinde bir hava trafiği kontrolününeksikliğiyle ilgili tartışmalar son aylarda şiddetlendi.
Savaş o gün şiddetlendi. İsrail Kralı, arabasında Aramlılara karşı akşama kadar dayandı ve akşamleyin öldü. Yarasından akan kanlar arabasının içinde kaldı.
Bu endişeler, ABD et stokundaki deli dana hastalığını ortaya çıkaran USDA ispiyoncusuyla tanıştıktan sonra şiddetlendi.
Yağmur şiddetlenince, gitmek istemedi.''.
Efendim, Melonadaki bozulma şiddetleniyor.
Siyasi kavgalar şiddetlenmiş.
Sarsıntılar şiddetleniyor.
Kuzeyde durumun şiddetlenmesini bekliyor musunuz?
Sınıf mücadelesi şiddetlenir ve er ya da geç çatışma açıktan sokaklara taşar.
Bugün Suriyedeki şiddetlenen durum, uluslararası ilişkiler sistemini yıkıcı bir etki göstermektedir.
Bazen ağrı öylesine şiddetleniyor ki boyun hareketini bile engelleyebiliyor.