Примери за използване на Görürken на Турски и техните преводи на Български
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Computer
Hem de ofiste. Her gün seni görürken.
Ben serseri görürken o çocuk görüyordu.
Nasıl oluyor da sen o bakışları görürken ben görmüyorum?
Peter umudu görürken, sen felaketi görüyorsun.
Bazıları onları çılgın olarak görürken, biz dahi olarak görürüz.
Combinations with other parts of speech
Използване с прилагателни
Използване с съществителни
Ben onu görürken o da başka birini görüyordu. Bir kızı.
Bazıları onlarda çılgınlar görürken biz dahiler görüyoruz.
Seni sonunda bulduğumda seni başka bir adamın çocuğunu kucaklarken görürken.
Sen beni gelecekte görürken, ben de seni geçmişte görüyorum.
Nasıl daha iyi hissedebilirim ki?Baktığım her yerde bir anı görürken,?
Ben işlerinizi bu şekilde görürken, nasıl aynı tarafta olacağız?
Bana ihtiyacı olduğu sürece… evet ya, bana ihtiyacı var… gördüklerinize aldanmayın… banaihtiyacı olduğundan eminim… bu kadar kötü muamele görürken… onu kim bu kadar sevebilir?
Biriyle tam arkasını görürken diğeriyle yukarı bakabilir.
Ama zamanlama kati değilse ve kurbanlarımızın bazılarının ölüm sebebi kaza olarak kaydedilmişse nasıl oluyor daStroh burada bir kalıp görürken, biz görmüyoruz?
Bu bir tür rüya gibi. Ama görürken gerçekmiş gibi hissettiriyor.
Ve bir insan gül görürken diğeri eski bir hayatı bırakıp yenisine geçme fırsatı görebilir.
Birçok kişi burada bir sorun görürken, ben bir fırsat gördüm.
Her şeyi baş aşağı görürken, nasıl yapacağımı bile bilmiyorum.
David Kessler ve Peter Temin, 19. yüzyıl öncesindeki en büyük şehir olarak antik Romayı görürken, 1 milyonluk nüfusu aşan ilk şehir Londra oldu.
Kuzey, onu şehit olarak görürken, Güney ise onu bir hain olarak görüyor.
Bir deniz subayı, neyin hatırladığını bize anlatıyor;uçsuz bucaksız bir bölgede buzda büyük bir açılış görürken, gemide bir tıbbi acil durumla karşı karşıya kaldıkları da dâhil.
San Francisco da eğitim görürken Embarcadero adındaki küçük bir restorana.
Diğerleri sende sadece acımasız bir manipülatör görürken, ben çok çok daha fazlasını gördüm.
Pekâlâ Cabe, herkes bir suçlu görürken Mickin içindeki iyiliği görmeye çalışan sadece sendin.
Ben bir kutunun içinde işkence görürken adamın biri karımı yemeğe çıkarsa.
Bu organizmalardan bazıları gerçekliğin tamamını görürken diğerleri sadece bir kısmını görüyordu ve bazıları gerçekliği hiç görmüyordu, tek gördükleri uygunluktu.
Aklımı karıştıran şey, onu kurtarmaya çalışmamızı görürken Daisynin adını duyduğu için, hayatını kurtarmaya çalışmamız.
Onlar inanılmaz yüksek dağlar görürken, ben sadece tırmanmam gereken bir tepe gördüm.”.
Halk şatonun kalıntılarını ilk defa bu yıl görürken, uzmanlar ve arkeologlar varlığından daha önce haberdar olduklarını iddia ediyorlar.
Bu kadar kısa bir zamanda aynı yerleri ve aynı şehirleri gözlerim görürken ve görmezken deneyimlemem bir mimar olarak, benim şehir ile alakalı harika gözlemler edinmemi sağladı.