ALTERNDE ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• yaşlanan
• yaşlı

Alternde Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Der alternde Champion.
Yaşlı şampiyon.

Gerüstet für die alternde Gesellschaft?
Toplum Yaşlılığa Hazır mı?

Alternde Patienten ernst nehmen.
Yaşlı hastalar ciddi Gİ.

Ächzende alternde Alkoholiker.
Ağrılı, yaşlanan alkolikler.

Alternde Patienten ernst nehmen.
Yaşlı hastalar ciddi midebarsak.

Tanzen kann auch restaurative für die alternde Gehirn sein.
Dans, yaşlanan beyinlere onarıcı olabilir.

Rasch alternde Bevölkerung.
Hızla yaşlanan nüfus.

Ehrlich, wir sind nicht übel für vier alternde Queens.
Kabul edin, dört yaşlı kraliçeye göre fena değiliz.

Alternde Landwirte und Käufer.
Yaşlanan çiftçiler ve alışverişçiler.

Japan ist die am schnellsten alternde Gesellschaft der Welt.
Japonya dünyanın en hızlı yaşlanan toplumdur.

Alternde Gesellschaften und Gesundheit.
Yaşlanan Toplumlar ve Sağlık.

Japan hat die am schnellsten alternde Bevölkerung der Welt.
Japonya dünyanın en hızlı yaşlanan nüfusuna sahip.

Wie die alternde Bevölkerung das Gesundheitssystem verändert.
Yaşlanan Nüfusun Sağlık Sistemini Nasıl Değiştirdiği.

Perfekt für Welpen oder Unterstützung alternde Hunde Ausbildung.
Eğitim ya da yaşlanan köpeklere yardım için mükemmel.

Pflege für alternde Eltern: Budgetierung für Familienbetreuer.
Yaşlı Ebeveynlerin Bakımı: Aile Bakıcıları için Bütçeleme.

Dies verjüngt, reinigt und entspannt die alternde Epidermis.
Bu gençleşir, yaşlanır epidermisi temizler ve rahatlatır.

Alternde Herzmuskelzellen wurden durch modifizierte Stammzellen verjüngt.
Yaşlanan Kalp Hücreleri Modifiye Kök Hücrelerle Yenilendi.

Beleuchtung für ältere Erwachsene und alternde Augen.
Sonraki Makale Yaşlı Yetişkinler ve Yaşlanan Gözler için Aydınlatma.

Alternde Minister entscheiden über die zukünftigen Generationen.
Yaşlı liderler yaptıkları seçimler ile gelecek nesiller için kararlar alırlar.

Du hast gerade Obdachlose, alternde Hipsters und Matt Donovan beschrieben.
Az önce evsizleri, yaşlanan'' hipster'' ları ve Matt Donovanı tarif ettin.

Krafttraining hat enorme Vorteile, insbesondere für die alternde Bevölkerung.
Güçlendirme eğitiminin, özellikle yaşlanan nüfus için muazzam faydaları vardır.

Viele kümmern sich um alternde Eltern, was Werbetreibenden einen Weg bietet.
Birçoğu, reklam verenler için bir yol sağlayan yaşlı ebeveynlerle ilgileniyor.

Er stirbt. ist endlich befreit aus einer lieblosen Ehe. Unsere alternde Schönheit.
Aşksız evliliğinin prangalarından kurtulmuş olur. Adam ölünce bizim yaşlı güzelimiz de.

Viele Menschen denken, dass das alternde Gehirn seine Fähigkeit verliert, kreativ zu denken.
Birçok insan yaşlanan beynin yaratıcı düşünebilme yeteneğini yitirdiğini düşünür.

Ein Kommentar, der wiederholt lautete:"Was ist die beste Sommergrundlage für alternde Haut?
Tekrar tekrar ortaya çıkan bir yorum şöyle:“ Yaşlanan cildin en iyi yaz temeli nedir?

Ihre alternde Mutter, die einen Schlaganfall hatte, die lebt zusammen… Mrs. Robinson hatte einen Schlaganfall?
Ve Bayan Robinson onlarla yaşamaktadır… Yaşlı annesi felç geçirmiştir?

Laser korrigieren nicht nur die drei Brechungsfehler, diese Technologie kann auch alternde Augen verbessern.
Lazerler sadece üç tip kırma sorununu düzeltmiyor- bu teknoloji gözün yaşını da gençleştiriyor.

Er stirbt und lässt unsere alternde Schönheit endlich frei von den Fesseln einer lieblosen Ehe zurück.
Adam ölünce bizim yaşlı güzelimiz de aşksız evliliğinin prangalarından kurtulmuş olur.

Beispiele für uneindeutigen Verlust können Scheidung, psychische Erkrankungen, Demenz, Sucht, Einwanderung oder alternde Eltern sein.
Belirsiz kayıpların örnekleri boşanma, akıl hastalığı, bunama, bağımlılık, göç veya yaşlanan ebeveynler olabilir.

Der Inhalt bewies zweifellos, dass der alternde Gefangene auf seinem Gebiet der größte Experte war.
Bu kitabın içeriği, yaşlı mahkûmun…''''… kendi alanında dünyanın en önemli otoritesi olduğunu kanıtlıyordu.