Ansteckend Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Ansteckend und….
Nicht ansteckend.
Ansteckend? Ansteckend.
Bulaşıcı mı? Bulaşıcı.Hoch ansteckend.
Çok bulaşıcıdır.Er ist nicht mehr ansteckend.
Artık bulaşıcı değil.Combinations with other parts of speech
Isimlerle kullanım
Selten… ansteckend, tödlich.
Ender görülür,… bulaşıcı ve ölümcüldür.Als wäre ich ansteckend.
Bulaşıcı olduğumu düşünüyorlar.Nicht ansteckend, aber es gibt kein Heilmittel.
Bulaşıcı değil ama daha tedavisi yok.Das ist ansteckend!
Ya bulaşıcıysa.Der Besitz war zweifellos sehr ansteckend.
Mülkiyet şüphesiz çok bulaşıcıydı.Das ist ansteckend.
Çok bulaşıcıdır.Ihr Lächeln war aufrichtig und ansteckend.
Gülümsemeleri samimi ve bulaşıcıydı.Nicht ansteckend.
Bulaşıcı değil yani?Vielleicht ist das ja ansteckend.
Harika. Umarım bulaşıcıdır.Kreativität ist ansteckend- gib sie weiter.“- Albert Einstein.
Yaratıcılık bulaşıcıdır- bulaştırın.”- Albert Einstein.Ihre Lust wirkte ansteckend.
Ama onun keyfi bulaşıcıydı.Dass eine Idee ansteckend sein kann.
Bir fikrin bulaşıcı olabileceğini.Kein menschliches Blut. Es ist nicht ansteckend.
Bulaşıcı değil. İnsan kanı değil.Könnte das ansteckend sein?
Bu bulaşıcı olabilir mi?Ich werde nur sterben. Es ist nicht ansteckend.
Bulaşıcı birşey değil. Sadece ölüyorum.Michaels Freude undLeidenschaft waren ansteckend für diejenigen, die ihn kannten und liebten.
Ailesinden yapılan açıklamada ise“” Michaelın sevinci vetutku, onu tanıyan ve sevenlere bulaşıcıydı.Wie 1968, ihre Aktionen waren ansteckend.
De olduğu gibi, gençlerin eylemleri bulaşıcıydı.Norman Bates, wenn dieser Scheiß ansteckend ist, müssen wir es wissen.
Norman Bates, eğer bu bok bulaşıcıysa bilmemiz gerek.Wenn die Frau da Tuberkulose hat,ist das ansteckend.
Kadında tüberküloz varsa,çok bulaşıcıdır.Der Pilz ist ansteckend.
Mantar çok bulaşıcıdır.Die Stimmung, die 1986 in Stuttgart während der Europameisterschaft im Neckarstadion herrschte, war grandios und ansteckend.
Yılında Stuttgartta Neckar Stadyumundaki Avrupa Şampiyonası esnasında yaşanan atmosfer inanılmaz ve bulaşıcıydı.Verlieren ist eine Krankheit so ansteckend wie Syphilis.
Kaybetmek, bir hastalıktır. Frengi kadar bulaşıcıdır.Ja, Hintern anstarren ist ansteckend.
Evet, çünkü kalça hayranlığı bulaşıcıdır.Kaplan, Wahnsinn ist ansteckend.
Papaz, delilik bulaşıcıdır.Kinder können sogar länger ansteckend sein.
Çocuklar daha uzun süre bulaştırıcı olabilir.
