Außen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Innen und außen.
Von außen schon.
Innen und außen.
Außen hart, aber innen… Kokosnuss.
Modernes Haus außen.
Modern ev dış.
İnsanlar da tercüme ediyor
Außen rot, innen weiß.
Treppe metall außen.
Metal dış merdiven.Sie ist von außen verriegelt!
Dışarıdan kilitli Michael!Shiba Inu Hund Außen.
Shiba Inu Köpek Dış.Wieso war von außen abgeschlossen?
Schönheit beginnt außen.
Güzellik dıştan başlar.Ist von außen verschlossen.- Was? Was?
Ne?- Ne? Dışarıdan kilitli?Blut im Cockpit, innen und außen.
Kokpitte ve dışarıda kan var.Außen knusprig, innen saftig.
Dıştan gevrek ve çıtır, içten sakız gibi.Es sieht von außen viel schlimmer aus.
Dışarıdan daha kötü görünüyor sadece.Außen identisch, das Innere ist egal.
Dıştan bire bir, içi önemli değil.Sie ist innen so schön wie außen.
Man fängt außen an und arbeitet sich nach innen.
En dıştan başla ve ilerle.Sogar Betrüger wirken von außen nett.
Dolandırıcılar da dışarıdan iyi görünür.Es sieht von außen viel schlimmer aus.
Dışarıdan daha kötü görünüyor yalnızca.Außen eiskalt, aber bereit zum Ficken.
Dışarıdan soğuk nevale ama sekse her türlü var.Sie haben beide diese harte Schale außen.
İkinizin de dışarıda sert bir kabuğunuz var.Außen zart, innen massiv wie Marmor.
Dışarıdan narin görünüyor ama içi mermer gibi sert.Hyundai Matrix"- außen kompakt, innen aber groß.
Hyundai Matrix- kompakt dış, ancak içinde büyük.Wenn die Leute mich von außen sehen.
İnsanların beni dış görünüşümden deerlendirmelerinden rahatsız olmuyorum.Wir haben außen und innen Blutspuren gesichert.
İçinde ve dışında kan izleri tespit ettik.Wie sind sie ohne Hilfe von außen so weit gekommen?
Öyleyse, dışarıdan bir yardım olmadan nasıl bu duruma geldiler?Höhe: außen 1.917 mm, innere Ladehöhe 1.669 mm.
Yükseklik: dış 1.917 mm, iç yükseklik 1.669 mm.Heißt das, sie ist nach außen nett aber eigentlich fies?
Dediğine göre kız dıştan iyi ama ya içi?Innen, außen, der Teppich, das ganze Ding brannte lichterloh.
İçi, dışı, halı, her şey çıtır çıtır yandı.
