DRAUSSEN ne Demek Turkce - Turkce Çeviri

• dışarıda
• dışında
• var
• çıkmak
• dışarda
• dışarı
• dışarıdaki

Draussen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

Draussen, bikini.
Dışında, bikini.

Live und draussen.
Canlı ve dışarı.

Ja, draussen vor der Schule.
Evet okulun dışında.

Warten Sie draussen.
Dışarıda bekle.

Warte draussen auf mich.
Beni dışarıda bekle.

Eigentlich draussen.
Gerçekten dışarı.

Draussen gibt es Brot und Tee.
Dışarıda çay ve ekmek var.

Ich esse draussen.
Dışarda yiyeceğim.

Da draussen ist Krieg, weisst du das?
Burada savaş var, biliyorsunuz değil mi?''?

Ich warte draussen.
Dışarıda bekliyorum.

Ich hab draussen diverse Arachnoiden-Spuren entdeckt.
Dışarda birkaç örümCek izine rastladım.

Die Wachen draussen?
Dışarıdaki korumalar mı?

Draussen vor der Tür und ausgewählte Kurzgeschichten.
Dışarda Kapının Önünde ve Seçme Kısa Hikâyeler.

Es ist kalt draussen!
Hava çok soğuk dışında,!

Draussen sitzen geht auch und einen Parkplatz für das Auto.
Dışında oturan da ve araba için park yeri.

Anne, du wartest draussen.
Anne, dışarıda bekle.

Warten Sie draussen, Dr. Garner. Nein.
Dışarıda bekleyin doktor Garner. Hayır.

Der Hund bleibt draussen.
Köpek dışarıda kalacak.

Warten Sie draussen, Dr. Garner. Nein.
Hayır.- Dışarıda bekleyin doktor Garner.

Du warst gar nicht draussen.
Hiç dışarı da çıkmadın.

Ich kann draussen warten.
Ben dışarıda bekleyebilirim.

Was machst du denn hier draussen?
Burada ne işin var senin?

Ich bin mehr draussen gewesen. Danke!
Teşekkürler. Dışarı daha sık çıktım!

Am besten spielt es sich draussen.
Dışarda daha iyi oynuyoruz.

Sie haben da Kupfer Kabel draussen, und Kupfer Kabel bringen sehr viel Geld.
Dışında bakır kablolar var, ve bu bakır kablolar çok para ediyor.

Dann war das Croppers Auto draussen.
Demek dışarıdaki Cropperın arabasıydı?

Wenn einer deiner Leutchen draussen meinem Jungen 200 Dollar nach Trenton schickt?
Dışarıdaki dostlarına söyle de benim Trentondaki dostlarıma 200 dolar versinler?

Ja. Ich dachte, wir grillen draussen.
Dışarıda pişireceğiz sanıyordum.- Evet.

Die Ehe gleicht einer Festung, die draussen sind möchten gern hinein und die, die drinnen sind, möchten hinaus!".
Evlilik bir kale gibidir, girenler çıkmak ister. girmeyenler girmek isterler.

Bist du als Kind schon mal draussen gewesen?
Çocukken hiç dışarı çıktmadın mı?