Böser geist Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Böser Geist. Hey. Hey!
Kötü hayalet. Hey, hey!Ich bin… kein böser Geist.
Böser Geist. Hey. Hey!
Hey, hey. Kötü hayalet.Er ist nur ein böser Geist.
O sadece kötücül bir ruh.Böser Geist, geh weg von mir.
Kötü hayalet, beni bırak.Combinations with other parts of speech
Sıfatlarla kullanım
Daha
Fiillerle kullanım
Isimlerle kullanım
Bulgasal, ein böser Geist.
Ein böser Geist in Form eines Bären.
Düşünceme göre ayı suretinde kötü bir ruh.Sie könnte ein böser Geist werden.
Kötü bir ruh olabilir.Ein böser Geist scheint umzugehen.
Ancak kötü bir ruh onları izliyor gibi görünüyor.Hier wohnt ein böser Geist.
Bu evin içinde kötü bir ruh var.Ein böser Geist, und das gefällt mir gar nicht!
Şeytani bir ruh, ve bu hiç hoş değil!Ergriffen sein; ein böser Geist.
Ele Geçirilme: Kötü bir ruhun.Heißt das, ein böser Geist hat ihr das angetan?
Yani bunu ona kötü bir ruh mu yaptı?In dem Haus steckt ein böser Geist.
O evde kötü bir ruh var evladım.Da muss ein böser Geist drin sein.
Kötü bir ruh var olmalı içimizde.Was machst du, wenn ein böser Geist.
Ya kötücül bir ruh ele geçirirse?Ein böser Geist geboren in der Leere der Wüste.
Çölün boşluklarında doğan kötü bir ruh.Es ist sicher ein böser Geist schuld.
Kötü bir ruh yüzünden olduğuna eminim.Wie ein böser Geist, der nie die Sonne erblickte.
Güneş yüzü görmemiş kötü bir ruh gibi.Wie kann Ihr Sohn ein böser Geist sein?
Oğlun nasıl şeytani bir ruh olabilir?Ein böser Geist kommuniziert nur mit einem Bösen. .
Kötü bir ruh yalnızca Warum würde ein böser Geist Beweise klauen?
Ama kötücül bir ruh neden kanıt çalsın ki?Wenn ich weiter verrotte, werde ich ein böser Geist.
Daha çok çürürsem kötü bir ruh olacağım.Kam jede Nacht ein böser Geist zu mir. Zudem.
Her gece kötücül bir ruh geliyordu. Ayrıca.Es ist eine negative Energie, ein böser Geist.
Sana bağlanmış Wie kann mich ein böser Geist zweimal verwunden?
Kötücül bir ruh beni ikinci kez nasıl yaralar?Viele Monde glaubten sie, dass er ein böser Geist wäre.
Aylar boyunca onun kötü bir ruh olduğu düşünüldü.In dir steckt ein böser Geist, der exorziert werden muss.
İçinde dualarla defedilmesi gereken kötü bir ruh var.Ich kenne. Der Anführer dieser Sekte ist eine Art böser Geist.
Ü biliyorum. O tarikatın başında şeytani bir ruh var.Es erscheint wie ein böser Geist, ist es aber nicht.
Şeytani bir ruh gibi görünse de aslında öyle değil.
