Begriffen Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Petrus hat begriffen.
Beide begriffen sofort die Lage.
İkisi de hemen anladı durumlarını.So hat es Einstein begriffen.
Ich habe begriffen, dass Iron Man bedeutend ist.
Ich habe zum ersten Mal begriffen.
Etwas Wichtiges begriffen. In dem Moment habe ich.
O an çok önemli bir şeyi anladım.Maria, Maria, wieder nichts begriffen.
Und ich hab begriffen, dass das aufhören muss.
Ve buna bir son vermek gerektiğini anladım.Das sollte Spielberg begriffen haben.
Spielberg bunu fark etmiş.Er hat wohl begriffen, wie zerbrechlich er ist.
Bence hayatının ne kadar kırılgan olduğunu anladı.England hat das zuerst begriffen.
Gördüğüm kadarıyla bunu önce İngiltere anladı.Er hat wohl begriffen, wie zerbrechlich er ist.
Hyatının ne kadar kırılgan olduğunun farkına vardı sanırım.Danke für die Antwort, habs jetzt begriffen.
Teşekkürler yanıt için, şimdi anladım.Aber ich… habe endlich begriffen, was das Paradies wirklich ist.
Sonunda asıl cennetin ne olduğunun farkına vardım. Ama ben.Das haben, außer den Deutschen, alle begriffen.
Die Föderation hat begriffen, dass es um Millionen von Leben ging.
Tehlikede olan milyonlarca hayat vardı. Ancak Federasyon anladı.Darf ich dir sagen, was ich vor Kurzem begriffen habe?
Sana yeni farkına vardığım bir şeyi söyleyebilir miyim?Entweder nichts begriffen oder alles schnell wieder vergessen.
Ya farkında değilim hiç bir şeyin, ya da her şeyi çok çabuk unutuyorum.Haben Sie oft nachschlagen spanischen oder deutschen Begriffen?
Hier ist ein Glossar mit allgemeinen Begriffen zu Backlinks, die Sie kennen sollten.
Prostatitis und Alkohol- Gibt es einen Zusammenhang zwischen diesen Begriffen?
Und die Bauern begriffen: nicht in der Sünde, sondern im Guten liegt Gottes Kraft.
Köylüler de Tanrının gücünün kötülükte değil, iyilikte olduğunu anladı.Was denn, auch wenn ihre Väter nichts begriffen und nicht rechtgeleitet waren?
Peki Ya atalarının aklı bir şeye ermez ve doğru yolu da bulamamış idiyseler?Mein Kommentar war eigentlich komplett ironisch gemeint, aberdas hat wohl jemand nicht begriffen?
Aslında soruda bir ironi vardı,ama sanırım hiç kimse anlamadı.Es fing an, weil die Leute begriffen, dass das Medium nicht die Nachricht ist.
İlgi çekmeye başladı, çünkü insanlar mevcut ortamın asıl mesaj olmadığını anladı.Wie Sie sehen können, gibt es einige Unterschiede zwischen den Begriffen Tempel und Synagoge.
Gördüğünüz gibi tapınak ve sinagog terimleri arasında bazı farklılıklar var.Ich dachte, sie hätte endlich begriffen, dass ich nicht perfekt bin… und wir nicht zusammenpassen.
Belki de sonunda hayal ettiği kadar mükemmel olmadığımı fark ettiğini… ve uygun olmadığımı düşündüğünü sandım.Mir scheint als haben die Mächtigen dieser Welt die Situation noch immer nicht begriffen.
Bana kalırsa dünyadaki egemen güçler bu gerçekliğin halen daha farkında değiller.Was denn, auch wenn ihre Väter nichts begriffen und nicht rechtgeleitet waren?
İyi ama atalarınızın aklı bir şeye ermiyorsa ve doğru yolu bulmadılarsa ne olacak?Und das Licht leuchtet in der Finsternis, dochdie Finsternis hat es nicht ergriffenoder: begriffen.
Ve Işık karanlıkta aydınlık verir;karanlık ise onu alt edemedi( anlamadı).
