BENACHBARTER ne Demek Turkce - Turkce Çeviri S

Sıfat
Zarf
komşu
nachbar
von nebenan
nachbarschaft
nachbarland
benachbarten
angrenzenden
neighbor
grenzt
bitişik
nebenan
angrenzenden
benachbarten
zusammenhängenden
grenzt
nebeneinander
liegt neben
nebeneinanderliegenden
yakın
nah
dicht
kurz
bald
knapp
in der nähe
enge
nahesteht
verbrennt
unmittelbare

Benachbarter Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri

{-}
  • Colloquial category close
  • Ecclesiastic category close
  • Ecclesiastic category close
  • Programming category close
  • Computer category close
Und benachbarter Organe.
Komşu organlar.
Ermöglichen die Kommunikation benachbarter Zellen.
Komşu hücrelerle iletişim sağlar.
Verkäufer benachbarter Abteilungen traten auf ihre Seite.
Komşu bölümlerin satıcıları tarafını tuttu.
Streitigkeiten zwischen Eigentümern benachbarter Grundstücke;
Komşu sitelerin sahipleri arasındaki anlaşmazlıklar;
Richard, ein benachbarter König mit Reichtum und Statur.
Yakınlardaki Kral Richard** Varlıklı ve endamlıydı.
Nicht die beste Lösung- Kopieren der Dekoration benachbarter Häuser.
En iyi çözüm değil- komşu evlerin dekorasyonunu kopyalamak.
Wobei die Anschlussflächen benachbarter Federelemente aneinander grenzen.
Birbirine sınır komşusu olmayan coğrafi bölgeler arasında bağlantı sağlarken.
Auf der Außenfläche des Zellkörpers enden Synapsen benachbarter Nervenzellen.
Hücre gövdelerinin dış yüzeyinde sinapslar, komşu sinir hücrelerinde sonlanmaktadır.
Ein wichtiger Punkt- die Inspektion benachbarter Pflanzen: Sie können auch von Thripsen betroffen sein.
Önemli bir nokta- komşu bitkilerin muayenesi: bunlar thripslerden de etkilenebilir.
Sie würde vielleicht Niederlassungen oder Kolonien… auf Planeten benachbarter Sterne einrichten.
Yakın yıldızların gezegenlerine gözetleme istasyonları veya koloniler kurabilirler.
Der Grad der Schädigung benachbarter Organe und die Lokalisation bestimmen die Computertomographie.
Komşu organlara verilen hasarın derecesi ve lokalizasyon, bilgisayarlı tomografiyi belirleyecektir.
Top_Cell muss auf eine Zelle oder einen Bereich benachbarter Zellen verweisen.
Top_Cell, bir hücre veya komşu hücrelerin aralığına başvurmalıdır.
Die Relativbewegung benachbarter tektonischer Platten kann entweder als divergente, konvergente oder transformierte Grenze kategorisiert werden.
Bitişik tektonik plakaların nispi hareketi, farklı, yakınsak veya dönüşüm sınırı olarak sınıflandırılabilir.
Zunahme der Anzahl benachbarter Lymphknoten;
Komşu lenf düğümlerinin sayısında artış;
Reaktive Veränderungen des Pankreas treten aufgrund einer Reihe von Erkrankungen benachbarter Organe auf.
Pankreasın reaktif değişiklikleri, komşu organların hastalıklarından dolayı meydana gelir.
Vorteile: Minimale Schädigung benachbarter Gewebe, schnelle Heilung.
Şekerleme: komşu dokulara en az hasar, hızlı iyileşme.
Die Regeln bestimmen den Mindestabstand zwischen Gebäuden und den Abstand zu den Grenzen benachbarter Gebiete.
Kurallar, binalar arasındaki minimum mesafeyi ve komşu alanların sınırlarına olan mesafeyi belirler.
Im schlimmsten Fall kann sich die Entzündung benachbarter Gesichtsbereiche weiter ausbreiten- ein Teufelskreis!
En kötü durumda, bitişik yüz bölgelerinde iltihap yayılmaya devam edebilir- kısır bir daire!
Ein subseröses Uterusfibrom von großer Größe kann durch seine Kompression die Funktion benachbarter Organe verändern.
Büyük boyutlu subseröz uterin myomlar, kompresyonlarından ötürü komşu organların işlevini değiştirebilir.
Doch ob das Vorhandensein benachbarter Zellen ausreicht, um die Proliferationsrate von Zellen innerhalb von Clustern zu erhöhen, ist unbekannt.
Ancak, komşu hücrelerin varlığı küme içindeki hücrelerin proliferasyon hızını artırmak için yeterli olup olmadığını bilinmiyor.
Top_Cell muss auf eine Zelle oder einen Bereich benachbarter Zellen verweisen.
Top_Cell bir hücreye veya bitişik hücreler aralığına başvurmalıdır.
Die Methode ermittelt diegenaue Größe der Formation, ihre Lokalisation und den Grad der Schädigung benachbarter Organe.
Yöntem, oluşumun tam boyutunu,lokalizasyonunu ve komşu organlara verilen hasarın derecesini belirler.
Es ist in diesem Stadium sehr wichtig, die Infektion benachbarter Gewebe zu verhindern.
Bu aşamada komşu dokuların enfeksiyonunu önlemek çok önemlidir.
Die Bilder wurden aus 3 unabhängigen Experimenten analysiert;Jeder Punkt ist eine M-Zelle oder ein Durchschnitt benachbarter Zellen.
Görseller 3 bağımsız deneyden analiz edildi;Her nokta bir M hücresi veya komşu hücrelerin ortalamasıdır.
Einige Blöcke sind in Käfigen, diese können durch Zerstörung benachbarter Blöcke befreit …aber nicht von Ballons!
Bazı bloklar kafesleri içinde, Bu komşu bloklar yok tarafından serbest kalabilir …ancak balon tarafından!
Eine weitere Verbesserung, die mit Wi-Fi 6 Einzug hält, betrifft das Problem der sich überlappenden Kanäle zweier benachbarter WLANs.
Bir diğer gelişme de Wi-Fi 6 üzerinde iki yakın kablosuz ağ kanalının çakışmasının önlenmesi tarafında olmuş.
Artikel"Betrug" des Strafgesetzbuches der Russischen Föderation: Charakterisierung und Abgrenzung benachbarter Formulierungen.
Rusya Federasyonu Ceza Kanununun'' Dolandırıcılık'' Maddesi: Bitişik Kompozisyonların Özellikleri ve Sınırlandırılması.
Artikel"Betrug" des Strafgesetzbuches der Russischen Föderation: Charakterisierung und Abgrenzung benachbarter Formulierungen.
Rusya Federasyonu Ceza Kanununun Dolandırıcılık maddesi: bitişik formülasyonların karakterizasyonu ve sınırlandırılması.
Wenn die Krankheit nicht behandelt wird, kann dies schwerwiegende Folgen haben- Lungenentzündung, Atemnot,Infektionen benachbarter Organe.
Hastalık tedavi edilmezse, ciddi sonuçlara yol açabilir- zatürre,nefes darlığı, komşu organların enfeksiyonu.
Er lebte im Freien, brüllte, terrorisierte die benachbarten Dörfer.
Komşu köy halkını terörize etmek. kükreme, Açık havada yaşadı.
Sonuçlar: 32, Zaman: 0.0395

En çok sorulan sözlük sorguları

Almanca - Turkce