Dem sergeant Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Oder dem Sergeant.
Çavuşlarına da.Antworte dem Sergeant.
Çavuşa cevap ver.Mit dem Sergeant und dem Fähnrich.
Einschließlich dem Sergeant.
Buna çavuş da dâhil.
İnsanlar da tercüme ediyor
Zeig dem Sergeant bitte sein Zimmer?
Çavuşa odasını gösterir misin?Sagen Sie dem Sergeant.
Komiser yardımcısına söyle.Ich hab dem Sergeant versprochen, dass wir ihm helfen, wenn er uns hilft.
Ben çavuşa bize yardımcı olursa onu yanımıza alacağınızı söylemiştim.Ich sprach mit dem Sergeant. Ja.
Evet. Dostum bak, çavuş ile konuştum.Jemand sagt dem Sergeant bescheid, dass er sofort kommen soll.
Birisi Çavuşa haber versin. Derhal buraya gelmesi gerekiyor.Bu arada Asya kanalı biraz önce kıdemli çavuş Markın yasadışı olarak… Taylandlı zanlıyı bıraktığına dair bir bildiri yayınladı.Ich muss dem Sergeant zustimmen, Holmes.
Çavuşa katılmak istiyorum, Holmes.Wenn Sie also ausgehen oder verreisen… oder sich etwas Merkwürdiges ereignet,wobei fremde Galaxien im Spiel sind… schauen Sie einfach mal bei Ihrem örtlichen Polizeirevier vorbei… und teilen Ihren Verdacht dem Sergeant vom Dienst oder seiner Frau mit.
Eğer dışarı ya da tatile çıkıyorsanız ya dabaşka galaksilerle ilgili bir tuhaflık olursa hemen mahalli karakolunuza uğrayın görevli çavuşa ya da eşine şüphelerinizi anlatın.Ich zeigte dem Sergeant meine Karte.
Sonra komiser yardımcısına kartımı gösterdim.Ich hab dem Sergeant versprochen, dass wir ihm auch helfen, wenn er uns hilft.
Bize yardım ederse, onu da mürettebata dahil edeceğinize dair çavuşa söz verdim.Vertrauen Sie mir, dem Sergeant wird nichts passieren.
Güvenin bana, çavuş iyi olacak.Ich sagte dem Sergeant eine Minute, er sagte zwei, und jetzt sind's verdammte zehn.
Çavuşa bir dakika demiştin, o iki dakika dedi,… ama on dakika oldu.Laut Mr. Carson erzählte Mr. Bates dem Sergeant, er war in einem Schuhladen, als er öffnete.
Bay Carsona göre Bay Bates Çavuşa açılıyorken bir ayakkabı dükkanını ziyaret ettiğini söylemiş.Funkte dem Sergeant, damit er mich bei I.P.C. trifft, um den Papierkram zu unterschreiben.
Çavuşa telsizle, Gözaltı İşlem Merkezinde buluşmayı önerdim. Tutanakları imzalamak için.Ama bana görgü tanığından çok şüpheli gibi bakıyor. Bu bilgiyi çavuşa verdim.Ich könnte dem Sergeant den Kopf einschlagen und ihn ins Meer werfen.
Und teilen Ihren Verdacht dem Sergeant vom Dienst oder seiner Frau mit. oder sich etwas Merkwürdiges ereignet, wobei fremde Galaxien im Spiel sind… schauen Sie einfach mal bei Ihrem örtlichen Polizeirevier vorbei… Wenn Sie also ausgehen oder verreisen.
Eğer dışarı ya da tatile çıkıyorsanız ya da… başka galaksilerle ilgili bir tuhaflık olursa… hemen mahalli karakolunuza uğrayın… görevli çavuşa ya da eşine şüphelerinizi anlatın.Mit der Zeit, die Sergeant Miller nannte, verfolgte ich den Anruf zu einem Wegwerfhandy zurück.
Çavuş Millerın size verdiği saate bakılırsa gelen arama kullan at telefondanmış.Meister Tin, überlassen Sie das Sergeant Po.
Usta Tin. Çavuş. Ponun halletmesine izin ver.Ist das das Modell, das Sergeant Hauk in Chris Partlows Truck gesehen hat?
Çavuş Haukun, Chris Partlowun kamyonetinin arkasında gördüğü,?Und du hast noch keine Spur, die Sergeant Brody hiermit oder mit etwas gegen Amerika verbindet.
Ama hâlâ Çavuş Brodynin Amerikaya yapılacak bir komployla ilişkisini kuramadın.Jetzt wissen wir, das Sergeant Brody seiner Frau treu war.
Çavuş Brodynin sadık bir eş olduğunu biliyoruz artık.Was genau ist das Problem, das Sergeant Doakes mit ihnen hat, Morgan?
Çavuş Doakesin seninle tam olarak derdi nedir, Morgan?Die Sergeant Peppers Lonely Heart Club Band.
Çavuş Pepperın Yalnız Kalpler Kulübü Grubu.Çavuş Dunnela mesajlaşan ve telefon görüşmeleri yapan kadın.
