Den mut Almanca kullanımına örnekler ve bunların Turkce çevirileri
{-}
-
Colloquial
-
Ecclesiastic
-
Ecclesiastic
-
Programming
-
Computer
Gib mir den Mut.
Den Mut, was zu tun?
Ne için…? Cesaret.Ich hatte nicht den Mut.
Den Mut, Riley Flynn.
Cesaret Riley Flynn.Du hast nicht den Mut.
Sen yeterince cesur değilsin.
İnsanlar da tercüme ediyor
Den Mut dazu hätten sie nie!
Bitte verliere nicht den Mut.
Lütfen cesaretini kaybetme.Den Mut und die Schnelligkeit!
Cesur ve bilge birisin!Wozu Sie nicht den Mut haben.
Senin cesaret edemediğin şeyi.Haben Sie den Mut, es herauszufinden? Lies es.
Öğrenmeye cesaretin var mı?- Oku şunu.Wozu Sie nicht den Mut haben.
Sizin cesaret edemediğiniz şeyi.Aber den Mut haben Sie nicht, oder, Captain?
Ama sende bu cesaret yok değil mi Yüzbaşı?Für die Ehre. Für den Mut.
Onur için, cesaret için.Haben Sie den Mut, es herauszufinden?
Öğrenmeye cesaretin var mı?Ich dachte, er hätte nicht den Mut.
Cesaret edebileceğini hiç düşünmemiştim.Verliert nicht den Mut, Marcellus.
Cesaretini kaybetme, Marcellus.Ich hatte mein Leben lang nicht den Mut.
Ben hayatım boyunca cesur olamadım.Wir stehen für den Mut zu Reformen.
Reformlar için cesur olmalıyız.Hat den Mut sich seines eigenen Verstandes zu bedienen: Sapere aude.
Cesur Ol ve Kendi Aklını Kullan: Sapere Aude.Hat er nicht den Mut, es mir zu sagen?
Yüzüme söyleyecek cesareti yok mu?Lasst uns einander den Mut geben,!
Birbirimize cesaret vermemize izin verin!Hast du den Mut, nachzusehen,- Niedlich.
Kontrol edip görmeye cesaretin var mı? Bu çok güzel.Ob er das Opfer darin sieht, den Mut, ist unwichtig.
O yaptığın işteki cesareti, fedakarlığı görse de görmese de.Weil du den Mut hast, den er nie hatte.
Sahip olmadığı cesaretin sende olduğunu biliyor.Ich auch. Aber sie hatten den Mut, es zu versuchen.
Ama onların deneyecek cesareti vardı. Ben de.Wir müssen den Mut zur Reform haben.
Reformlar için cesur olmalıyız.Ich hatte nur nicht den Mut, es dir zu sagen.
Sana söylemeye hiç cesaret edemediysem de benim suçum.Du hast nicht mal den Mut, diese Insel zu verlassen!
Bu adadan gidecek cesaretin dahi yok!Widerstand leisten nur die, die den Mut haben, darüber zu berichten.
Zombilerden çok ordudan korkuyor. Tek direniş bu cesur haberler oluyor.Vielleicht hat er den Mut gefunden, selbst zu kämpfen.
Cesareti bulmuştur. Belki de kendisi dövüşecek.
